Liverpool etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Liverpool etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
23 Eyl 2012
Evra ve Suarez sonunda el sıkıştı
Geçtiğimiz sezon Luis Suarez'in ırkçı tutumları yüzünden arası açılan ikili sonunda tokalaştı. Ancak Patrice Evra'nın Suarez'e karşı olan soğuk tutumu devam ediyor.
12 Eyl 2012
The Lies Printed In The Sun
12 Eylül 2012 tarihinde yayınlanan bir raporla Hillsborough Faciası'nın 23 yılı aşan lekesi Liverpool taraftarının üzerinden resmi olarak kalktı. Devletin yayımladığı ve 400.000 sayfadan oluşan raporu öncelikle Hillsborough Faciası'nda hayatını kaybeden 96 Liverpool taraftarının aileleri görebiliyor. Rapor devlet, polis, ilk yardım servisleri, Sheffield Şehir Konseyi ve Güney Yorkshire yargıcını içeren belgeleri tam 23 yıl sonra kamuoyuna sunuyor.
Başbakan David Cameron raporların incelenmesinden sonra faciada ölen 96 kişinin ailelerinden özür diledi. Yetkililerin masum insanları korumaktan aciz kaldıklarını kabul etti. The Sun gazetesinin facianın hemen ertesinde Liverpool taraftarlarını suçlaması İngiliz basının tarihe geçen sayılı iftiralarından birisi olarak hafızalarda yerini aldı. Bu iftiraların asılsız olduğunu Başbakan Cameron bizzat ifade etti.
19 Nisan 1989'da "The Truth(İşte Gerçekler)" manşetini atan gazeteci Kelvin MacKenzie de raporların açıklanmasından sonra Liverpool taraftarlarından ve ölenlerin ailelerinden özür diledi. Zamanında kendisini üst düzey bir polis memurunun yanlış yönlendirdiğini iddia etti. Olayda İngiliz basını açısından utanç verici nokta ise Kalvin MacKenzie ve The Sun gazetesinin sahibi Rupert Murdoch'un bugüne kadar sızlamayan vicdanları. 96 kişinin öldüğü bir faciada, "iyi niyetle" kendisine bir polis memuru tarafından servis edilen bir haberi bütün dünyaya manşetten "İşte Gerçekler" başlığı altında yayına sunan bir gazeteci olan Kalvin MacKenzie özür dilemek için resmi raporları bekledi. En azından resmi raporlar sonrasında da olsa vicdanı sızlamış gibi yaptı. The Sun gazetesi ise olayı internet sitesinde alt sıralarda basit bir haber olarak verdi. Anlaşılan İngiltere'nin ve dünyanın medya baronlarından olan Murdoch'un vicdanın sızlaması söz konusu bile olmayacak.
Dilenen bu özürler sonrasında devlet ve The Sun suçlarını kabul etmiş oldular. Ancak adaletin sağlanması için bu suçun cezasız bırakılmaması gerekirdi. Şu an görünen tabloda 23 yıl sonra işlediği suçun cezasını çekecek kimse olmadığı da açık ve net. Bu yüzden adalet yerini buldu demek bir hayli zor geliyor insana.
Her şeye rağmen "Justice for the 96" diyorum. Faciada hayatlarını kaybeden 96 kişinin sevenlerinin ve Liverpool taraftarlarının biraz olsun acılarının dindiğini umuyorum. Gidenler geri gelmese de.
Başbakan David Cameron raporların incelenmesinden sonra faciada ölen 96 kişinin ailelerinden özür diledi. Yetkililerin masum insanları korumaktan aciz kaldıklarını kabul etti. The Sun gazetesinin facianın hemen ertesinde Liverpool taraftarlarını suçlaması İngiliz basının tarihe geçen sayılı iftiralarından birisi olarak hafızalarda yerini aldı. Bu iftiraların asılsız olduğunu Başbakan Cameron bizzat ifade etti.
19 Nisan 1989'da "The Truth(İşte Gerçekler)" manşetini atan gazeteci Kelvin MacKenzie de raporların açıklanmasından sonra Liverpool taraftarlarından ve ölenlerin ailelerinden özür diledi. Zamanında kendisini üst düzey bir polis memurunun yanlış yönlendirdiğini iddia etti. Olayda İngiliz basını açısından utanç verici nokta ise Kalvin MacKenzie ve The Sun gazetesinin sahibi Rupert Murdoch'un bugüne kadar sızlamayan vicdanları. 96 kişinin öldüğü bir faciada, "iyi niyetle" kendisine bir polis memuru tarafından servis edilen bir haberi bütün dünyaya manşetten "İşte Gerçekler" başlığı altında yayına sunan bir gazeteci olan Kalvin MacKenzie özür dilemek için resmi raporları bekledi. En azından resmi raporlar sonrasında da olsa vicdanı sızlamış gibi yaptı. The Sun gazetesi ise olayı internet sitesinde alt sıralarda basit bir haber olarak verdi. Anlaşılan İngiltere'nin ve dünyanın medya baronlarından olan Murdoch'un vicdanın sızlaması söz konusu bile olmayacak.
Dilenen bu özürler sonrasında devlet ve The Sun suçlarını kabul etmiş oldular. Ancak adaletin sağlanması için bu suçun cezasız bırakılmaması gerekirdi. Şu an görünen tabloda 23 yıl sonra işlediği suçun cezasını çekecek kimse olmadığı da açık ve net. Bu yüzden adalet yerini buldu demek bir hayli zor geliyor insana.
Her şeye rağmen "Justice for the 96" diyorum. Faciada hayatlarını kaybeden 96 kişinin sevenlerinin ve Liverpool taraftarlarının biraz olsun acılarının dindiğini umuyorum. Gidenler geri gelmese de.
5 Eyl 2012
Merseyside'ın Kırmızı Yakasında Yeni Sayfa
2012 Yaz transfer döneminin sona ermesiyle birlikte EPL'de takımların kadroları son halini aldı. Üçüncü haftası geride kalan EPL'de ligin dibine demir atan Liverpool ilk maçlar itibariyle çok tatsız bir görüntü sergiledi. Liverpool takımının hali gerçekten içler acısı. Ligin ilk üç maçında 2 gol atıp 7 gol yiyen Kırmızılar sadece bir puan toplayabildi. Ayrıca Avrupa Ligi ön elemesinde az daha İskoç temsilcisi Hearts'e Anfield Road'da eleneceklerdi. Son anlarda Suarez sahneye çıktı ve takımını kurtardı.
EPL'de ilk hafta West Brom deplasmanında 3-0 mağlup olan Kırmızılar daha sonra Anfield'da Manchester City ile 2-2 berabere kaldılar. Ligin üçüncü haftasındaysa Anfield'da Arsenal karşısında 2-0 kaybettiler. Geride bıraktığımız iki sezonda son derece anlamsız transferler yapan yönetimin kulüpten ayrılması çok olumlu bir hamle oldu. Yeni yönetim ise "Fenway Sports Group" oldu. Fahiş fiyatlarla satın alınan Andy Carroll(West Ham'a kiralandı) ve Charlie Adam(Stoke'a transfer oldu)'ın düşük fiyatlarla takımdan uzaklaştırılması yeni yönetimin ilk başarısız hamleleri oldu. Daha önce Swansea ile başarılı bir performans sergileyen Brendan Rodgers şu ana kadar Liverpool'a pek bir şey katabilmiş gibi gözükmüyor. Sezon henüz yeni başladı. Birkaç haftaya bu takım oturur diye iyimser bir düşünce yapısı içerisinde de değilim. Fenway Sports Group'un sahibi John Henry hafta başında Andy Carroll'ı ocak transfer döneminde tekrardan çağırabiliriz diyerek kafasının ne kadar karışık olduğunu da açıkça ortaya koydu. Bu ortam içerisinde Brendan Rodgers'ın ligde Manchesterlılar ve Chelsea karşısında pek bir şansı varmış gibi görünmüyor.
Kulübün hissedarlarından birisi olan Lebron James'in "Liverpool bu sezon herhangi bir kupayı kaldırırsa futbolculara Las Vegas'ta bir hafta sonu partisi vereceğim" açıklaması uzaktan eğlenceli gibi görünse de özde çok talihsiz bir açıklama oldu. Lebron bu açıklamanın gerekçesini safiyane bir savurganlık değil kendi maddi başarısı olarak belirtti. Yani Liverpool kazanırsa ben de kazanırım; ben kazanırsam sizi yaşatırım manasına gelen bir görüş beyan etti Lebron James. Milyonlarca Liverpool taraftarının duygularını hiçe sayarak yaptığı bu açıklamayla Lebron James eminim şimdiden taraftarın kalbinde çok önemli bir yer edindi(!).
EPL'de ilk hafta West Brom deplasmanında 3-0 mağlup olan Kırmızılar daha sonra Anfield'da Manchester City ile 2-2 berabere kaldılar. Ligin üçüncü haftasındaysa Anfield'da Arsenal karşısında 2-0 kaybettiler. Geride bıraktığımız iki sezonda son derece anlamsız transferler yapan yönetimin kulüpten ayrılması çok olumlu bir hamle oldu. Yeni yönetim ise "Fenway Sports Group" oldu. Fahiş fiyatlarla satın alınan Andy Carroll(West Ham'a kiralandı) ve Charlie Adam(Stoke'a transfer oldu)'ın düşük fiyatlarla takımdan uzaklaştırılması yeni yönetimin ilk başarısız hamleleri oldu. Daha önce Swansea ile başarılı bir performans sergileyen Brendan Rodgers şu ana kadar Liverpool'a pek bir şey katabilmiş gibi gözükmüyor. Sezon henüz yeni başladı. Birkaç haftaya bu takım oturur diye iyimser bir düşünce yapısı içerisinde de değilim. Fenway Sports Group'un sahibi John Henry hafta başında Andy Carroll'ı ocak transfer döneminde tekrardan çağırabiliriz diyerek kafasının ne kadar karışık olduğunu da açıkça ortaya koydu. Bu ortam içerisinde Brendan Rodgers'ın ligde Manchesterlılar ve Chelsea karşısında pek bir şansı varmış gibi görünmüyor.
Kulübün hissedarlarından birisi olan Lebron James'in "Liverpool bu sezon herhangi bir kupayı kaldırırsa futbolculara Las Vegas'ta bir hafta sonu partisi vereceğim" açıklaması uzaktan eğlenceli gibi görünse de özde çok talihsiz bir açıklama oldu. Lebron bu açıklamanın gerekçesini safiyane bir savurganlık değil kendi maddi başarısı olarak belirtti. Yani Liverpool kazanırsa ben de kazanırım; ben kazanırsam sizi yaşatırım manasına gelen bir görüş beyan etti Lebron James. Milyonlarca Liverpool taraftarının duygularını hiçe sayarak yaptığı bu açıklamayla Lebron James eminim şimdiden taraftarın kalbinde çok önemli bir yer edindi(!).
11 Şub 2012
Let's kick Suarez out of Liverpool

2011 Kış transfer döneminde Uruguay’dan İngiltere’ye uzanan bir başarı hikayesinin aktörüydü Luis Suarez. Amsterdam’daki başarı dolu günlerin ardından Liverpool şehrine ayak bastı Suarez. Hollanda Ligi’nde leblebi gibi gol atan Suarez artık dünyanın en zor ligindeydi. Aynı zamanda da dünyanın en çok desteklenen kulüplerinden birindeydi. 2011 yazındaysa Copa America’yı kaldıran Uruguay’ın en önemli gol silahıydı ve turnuvanın en iyi oyuncusu ödülünü de aldı. Suarez’in kariyerinde her şey iyi gidiyordu. Ancak Suarez’i futbolseverlerin gözünden düşüren olay 15 Ekim 2011 tarihinde oynanan Liverpool – Manchester United maçında yaşandı. Suarez Manu’nun siyahi savunma oyuncusu Patrice Evra’ya maç boyunca ırkçı söylemlerde bulunmuştu…
Patlayan bu skandaldan sonra Suarez artık sabıkalı bir futbolcuydu. Çünkü İngiltere Futbol Federasyonu Suarez’e 8 maç müsabakalardan men cezası verdi. Bu Suarez’in futbol kariyerini ve Liverpool’un EPL’deki başarısını ilgilendiren kısmıydı. Ancak bu olay futbol sahalarından ırkçılığın hala silinemediğinin çok açık bir göstergesidir. Yıllardır İspanya’da Eto’o’ya yapılanlar dünya basınında çok ses getirmişti. Hatta Eto’o’nun İspanya’dan ayrılmasındaki en önemli sebeplerden birisi de maruz kaldığı ırkçı söylemlerdi.
Tekrardan Suarez’e dönersek; Patrice Evra’ya karşı takındığı ırkçı tavrın ardından 11 Şubat 2012 tarihinde oynanan Manchester United – Liverpool maçında seromoniden sonra Suarez ve Evra arasında gergin bir olay daha yaşandı. Suarez rakip takımla tokalaşırken Evra’yı es geçti; bunun üzerine Rio Ferdinand Suarez’e tepki olarak Suarez’in elini sıkmadı ve ittirdi. Suarez’in yaptığı ırkçı söylemlerden pişman olmadığı ve kendisini hala haklı gördüğü ortada. Ancak alınan 8 maçlık ceza ve toplumun vicdanında edinilen kötü izlenim Suarez’i çok fazla akıllandırmamış. Başarı için her yol mubahtır düsturunu koruyan Suarez liman işçilerinin kurduğu ve sosyalist bir duruşla hareket eden Liverpool’a yakışmayan bir futbolcudur. Ve Liverpool camiası biran önce Suarez’i kulüpten uzaklaştırmalıdır. O’nun için en uygun yer İtalya’nın ve faşizmin başkenti Roma’dır. Lazio camiası futbolcuya hiç düşünmeden sahip çıkar. Gerçi yıllar önce Şampiyonlar Ligi’nde Atletico Madrid’in emeğini çalıp, buna sevinen bir kaptana sahip olan Liverpool camiasından bu tavrı beklemekle boşa kürek çekmek arasında da pek bir fark yok gibi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)