Johan Cruyff etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Johan Cruyff etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eki 2012

El Clasico'da Basın Manipülasyonu


7 Ekim 2012 Pazar günü oynanacak olan Barcelona-Real Madrid maçı öncesinde El Mundo Deportivo gazetesi Real Madrid cephesini germeye yönelik hareketlere başladı bile. Barcelona'ya yakınlığıyla bilinen El Mundo Deportivo'nun 2008 yılında çektiği bir fotoğrafı tekrardan El Clasico öncesi yayımlaması İspanya'daki basın ahlakını tekrardan gözler önüne serdi.

Çok sıkı bir Johan Cruyff hayranı olan Luka Modric futbol kariyerinde de "14" numaralı formayı giymeye özen gösteren bir yapıya sahip(Real Madrid'de ise 14 numaralı forma Xabi Alonso'da olduğu için 19 numaralı formayı seçmiştir). Kendisi için yaptırılan 14 numaralı Barcelona formasıyla verdiği poz ise 2008 yılına ait bir karedir. El Mundo Deportivo'nun haber içeriğindeyse formda olan Kaka ve Mesut Özil'in gerisinde yedek kalma riski olan Modric'in El Clasico'ya katkı yapıp yapamayacağı yönünde laf kalabalıklarından bahsediliyor. Haberin satır arasındaysa Modric'in Cruyff hayranlığından dem vuruluyor. Bu da -muhtemelen biz fotoğrafı sebepsiz yere yayımlamadık demek için yazılan- bir paragraftan ibaret.

El Mundo Deportivo'nun Barcelona'nın; Marca'nın ise Real Madrid'in gayri resmi yayın organları olduğu gerçeği El Clasico öncesi bir kez daha ayyuka çıkmış durumda. Bu kadar anlamsız işler peşinde koşan İspanyol spor basınını da Türkiye'deki ana akım medyadan ayırabilene aşk olsun. Bana çok tanıdık gelen bu sahneler dünyanın -ister istemez- gözünün üzerinde olduğu bir maç öncesi yayımlanan haberlerin seviyesizliğine işaret etmektedir.

Haberin Linki

14 Haz 2012

Naziler, Hollanda, Cruyff, Van Marwijk, Huntelaar, 1-2...

Kaybedilen Danimarka maçı sonrası Hollanda teknik direktörü ve oyuncular tarafından açıklamalar yapılmış ve "büyük şok" ifadeleri kullanılmıştır. Büyük Şok'un atlatılması da turnuva takımı  panzerlerden puan veya puanlar alınmasına bağlıdır. Bunun kolay olmayacağı sadece Portakallar değil tüm dünya tarafından bilinen bir gerçektir. Zaten turnuvanın favorisi olan Almanya bu grubun da açık ara mutlak favorisidir bunu en başta kabullenmiştik ama Hollanda'nın da yabana atılmaması gerektiğini hep düşündüm. Dünkü maçın hikayesini anlatmadan önce bu maç öncesi konuşulanlara gitmek, olaya farklı yönden bakmak da gerekli diye düşünüyorum.

İki takım arasındaki rekabetin kökleri İkinci Dünya Savaşı'na, Nazilerin Hollanda'yı işgalinin yarattığı Almanya karşıtı hissiyatın yaygın olduğu döneme uzanır.

 Hollanda'nın 1970'lerdeki kadrosundan Wim van Hanegem, 1974 Dünya Kupası finali öncesinde, Nazi işgaline atfen Almanlara yönelik nefretini açıkça ifade etmişti. Hollandalı orta saha yıldızı, babasını ve kardeşlerini kaybetmişti savaş sırasında.Hollanda'nın özgürlüğünü kazanmasından sonra tarafları ilk kez karşı karşıya getiren 1974 finalinde Hollanda Neeskens'in 4. dakikadaki penaltı golüyle öne geçmiş, ancak dönemin Batı Almanyası Breitner'in 25. dakikadaki penaltısı ve Müller'in 43. dakikadaki golüyle maçı kazanmıştı.
Ama sadece şampiyon olmakla kalmamış, Johan Cruyf liderliğindeki Total Futbol'un dünya şampiyonluğunu ellerinden almıştı.Cruyf'un 3 numaralı forması eşliğinde klasikleşen Total Futbol artık Almanya ile anılmaya başlanmıştı.

1988'deki Avrupa Şampiyonası'nda yarı finalde son dakikalarda gelen golle zaferi elde eden Hollanda daha sonra finalde Sovyetler Birliği'ni yenerek Almanya'nın evsahipliğinde düzenlenen turnuvada şampiyonluğu kazanmıştı.Ancak Hollanda'nın efsanevi teknik direktörü Rinus Michels'e göre, ''asıl final, yarı final maçında'' oynanmıştı.

1988 yarı final zaferinden sonra Hollanda nüfusunun yüzde 60'ı, dokuz milyon kişi sokaklara dökülerek galibiyeti kutlarken, Hollandalıların özgürlüklerini kazanmalarından o ana kadarki en büyük kutlamaya ''1940'ta onlar gelmişlerdi, 1988'de biz'' sloganları damgasını vurmuştu

1940 da Nazi'ler in işgali sonrası Almanya- Hollanda maçları hazırlık maçı da olsa sürekli aynı önemde olması bu yazılanlar ışığında tesadüf değildir.Bu söylemlerin gölgesinde başlayan maçta Hollanda iyi futboluna rağmen Van Persie'nin cömertliği ve Mario Gomez'in golleriyle 2- 0 geriye düştü, daha sonra Van Persie tribünleri heyecanlandırsa da sonuç değişmedi ve Hollanda maçı 2-1 kaybetti. Bert Van Marwijk'in neler düşündüğünü bilemem ama yedek klübende Klaas jan Huntelaar otururken orta alanda De Jong, Van Bommel gibi iki defansif orta saha ile oynamak, kazanmak zorunda olunan bir maç için iyi bir taktik zeka oluşuna asla katılamam. Nitekim oyunca girince de pozisyon anlamında Portakalları daha da ileriye taşıdı ama ne yazıkki Bert Van Marwijk i kurtaramadı.Ayrıca Marwijk'in kurtarılabilmesi şu grupta pek mümkün görülmüyor çnkü oynanan 2 maç ve alınan 0 puan Marjwik için sonun başlangıcı olabilir. Son olarak da turnuva gösteriyor ki yaş ortalaması çok yüksek olan Hollanda'nın artık yenilenme zamanı gelmiş hatta geçiyor bile...

ALMANYA-HOLLANDA REKABETİ (kısaca)
7 Temmuz 1974: Batı Almanya 2 - 1 Hollanda Portakallar favori olarak başladıkları maçta Neeskens'in penaltı golüyle öne geçtiklerinde top Almanların ayağına bile değmemişti. Ancak Breitner ve Gerd Müller'in golleri kupayı Almanlara kazandırdı.
18 Haziran 1978: Batı Almanya 2 - 2 Hollanda Bu grup maçı Hollanda'nın sonradan Rene van de Kerkhof'un golleriyle beraberliği kazanmasıyla sona erdi.
14 Haziran 1980: Batı Almanya 2 - 2 Hollanda Kalus Allfos üç golüyle Almanlar maçı kazanıp, aynı turnuvada Avrupa Şampiyonluğu'nu elde ettiler.
21 Haziran 1988: Batı Almanya 1 - 2 Hollanda Portakallar, Marco Van Basten'in son dakikada attığı golle yarı finali geçip, finalde de Sovyetler'i yine van Basten'in hafızalara kazınan volesiyle yenip Avrupa Şampiyonu oldular.
26 Haziran 1990: Batı Almanya 2 -1 Hollanda Hamburg'daki maçtan iki yıl sonra iki takım yeniden karşı karşıya geldi. Jurgen Klinsmann ve Andreas Brehme'nin 2 golüne karşılık Koeman takımının golünü atmıştı.
18 Haziran 1992: Almanya 1 - 3 Hollanda Frank Rijkaard, Witschge ve Bergkamp'ın gollerine Almanlar Klinsmann'ın golüyle yanıt vermişti.
15 Haziran 2004: Almanya 1-1 Holllanda Fringes'in golüyle öne geçen Almanlar 81. dakikada Van Nistelrooy'un golüne engel olamamıştı.