Dinamo
Kiev-Dinamo Zagreb(2-0) maçında Zagreb temsilcisi Dünya Kupası’na Asya
kontenjanından katılan "Çin"vari tutumunu sürdürdü. Dinamo Zagreb bu sezonun bir numaralı “sıfır
çekme” adayı.
Porto-Paris
Saint Germain(1-0) maçı Lavezzi’nin isyanı oldu. 73. Dakikada oyuna girip 80. dakikada
oyundan alınan Lavezzi’nin isyanını üç dakika sonra James Rodriguez duydu ve PSG’nin
biletini harika bir golle kesti.
B Grubu
Arsenal-Olympiakos(3-1)
maçında Ramsey’in son dakika golü bu sefer bir ünlüyü öldürmedi. Pire temsilcisi
ise henüz galibiyetle tanışamadı.
Schalke-Montpellier(2-2)
maçında Schalke 10 kişi kalmış rakibinden son dakikada gol yemeyi başardı ve
Arsenal’le beraber grubu domine etme şansını elinin tersiyle itti.
C Grubu
Zenit-Milan(2-3)
maçı sonrası Zenitli futbol severlerin kafası bir kez daha karıştı: “Parayla
saadet oluyor mu, olmuyor mu?” Milan cephesindeyse El Shaarawy ve Emanuelson
haricinde gol atacak yeni isimler aranıyor.
Anderlecht-Malaga(0-3)
maçından sonra bir kez daha anladım ki para Malaga’ya yaramış. Milan maçının
yıldızı Proto’nun çabaları bu sefer Anderlecht’e yetmedi. Eliseu ise öyle güzel
iki gol atmış ki…
D Grubu
Ajax-Real
Madrid(1-4) maçı Ricardo Kaka’nın yükselen formuyla Cristiano Ronaldo’nun şahsi
şovuna sahne oldu. Benzema’nın attığı gol ise maçın en güzel hareketiydi.
Manchester
City-Borussia Dortmund(1-1) maçında oyunda sadece on dakika kadar yer alan Mario
Balotelli penaltı öncesi ve sonrasında Weidenfeller ile yaşadığı diyaloglar
nedeniyle maçın önüne geçmeyi başardı. Sonuç olarak Mario sürrealist tavrından
vazgeçmiş değil.
E Grubu
Nordsjaelland-Chelsea(0-4)
maçında Danimarkalılar –Kiev-Zagreb maçının bir gün öncesinden- Dinamo Zagreb’e
yalnız değilsiniz mesajı yolladı. Chelsea ise yarı sahada çift kale maçtan
hallice bir oyunla İskandinavya seyahatini tamamladı.
Juventus-Shaktar
Donetsk(1-1) maçı kale arkası bilet fiyatlarını protesto eden Juve taraftarının
isyanı oldu.
F Grubu
BATE
Borisov-Bayern Münih(3-1) maçı Manuel Neuer’in çaresizliğini anlatan doksan
dakikalık bir sanat filmi gibiydi. Giriş kısmında Kroos’un boş kaleye
yollayamadığı top; gelişme kısmında savunma hatalarıyla örülü Bayern savunması
ve sonuç kısmında Ribery’nin umut veren golü vardı. Ancak final sahnesi bir
hayli vurucu oldu seyirci açısından: Bressan’ın kontra topla gelen golü ve “Neuer’in
Büyük Çaresizliği”.
Valencia-Lille(2-0)
maçı Dinamo Zagreb’e destek maçı mahiyetindeydi. F Grubunun açık ara en kötü
futbolunu oynayan Lille Şampiyonlar Ligi’nde “sıfır çekme”ye bir adım daha
yaklaştı.
G Grubu
Spartak
Moscova-Celtic(2-3) maçı Celtic’in Şampiyonlar Ligi’ndeki deplasman
maçlarındaki 11 maçlık mağlubiyet serisinin sonu ve turnuva tarihindeki ilk deplasman
galibiyeti oldu.
Benfica-Barcelona(0-2)
maçında Carles Puyol’un kırılan kolu Barça’nın üç puan sevincini gölgeledi.
H Grubu
Cluj-Manchester
United(1-2) maçı da Van Persie’ye yaradı, Rooney’nin sakatlıktan dönmesi de…
Galatasaray-Braga(0-2)
maçı da Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki altı yıllık galibiyet hasretini
dindiremedi. Braga ise üzerine gelen takımlara karşı ne kadar etkili bir futbol
oynadığını bir kez daha gösterdi. Bakalım Old Trafford’da üzerine gelen Manchester
United’a kaç tane atacaklar(!).
Şampiyonlar Ligi'nde İlk Haftanın Notları
Şampiyonlar Ligi'nde İlk Haftanın Notları
2 yorum:
Puyol için ağlamamak elde değil, bir insan bu kadar şanssız olabilir.
Bu kaçıncı kırık oldu kim bilir? Nesta'nın yolunda emin adımlarla ilerliyor Puyol da. İki sene önce de Nesta sahaya çıkamayacak durumdaydı sırtı yüzünden.
Yorum Gönder