30 Kas 2012

Kanouté ve arkadaşlarından Filistin dayanışması


Frédéric Kanouté ve bir grup futbolcu arkadaşı İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırıları kınayan bir bildiri yayınladılar. Futbolcular bildiride; 
Gazze'de, İsrail kuşatması altında, yaşam mücadelesi veren; temel insan saygınlığı ve özgürlüğünden mahrum bırakılan insanlarla dayanışma halindeyiz. Son zamanlarda Gazze'de yüzden fazla sivilin ölümüyle sonuçlanan İsrail bombardımanları dünya vicdanında başka bir lekeye yol açmıştır.
İsrail ordusunun, 10 Kasım 2012 tarihinde, Gazze'de bulunan bir futbol sahasında, top oynayan dört gencin ölümüne yol açan bombardımanı gerçekleştirdiğini dünya kamuoyuna belirtiriz. Bombardımanda öldürülen gençler; Mohamed Harara(16), Ahmed Harara(17), Matar Rahman(18) ve Ahmed al Dirdissawi(18)'dir.

Ayrıca; Al Amari kulübünün futbolcuları olan Omar Rowis(23) ve Mohammed Nemer(22) 2012 Şubatından beri herhangi bir duruşmaya çıkarılmadan gözaltında tutulmaktadırlar.
Çocukların futbol oynarken öldürülmesi kabul edilemez bir durumdur. UEFA 21 Yaş Altı Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak olan İsrail, bu koşullar altında, sportif değerlere karşı hareket etmenin ödülünü almış gibi görünüyor!
Yakın zamandaki ateşkese rağmen, Filistinliler işgal altındaki çaresiz bir topluluk olarak bazı şeylere halen katlanmak zorundalar ve bu yüzden uluslararası toplum tarafından mutlaka korunmalıdırlar. Tüm insanlar saygın, güvenli ve özgürce bir yaşam hakkına sahiptir. Umut ediyoruz ki her şeyin sonunda ortaya çıkan şey sadece barış olur.

Metnin orijinali ve bildiriyi imzalayan futbolcular bu linkte yer almaktadır: http://www.kanoute.com/EUROPEAN-FOOTBALLERS-DECLARE-SUPPORT-FOR-PALESTINE_ad-id!35-l!en.ks

2012 Batı Asya Futbol Federasyonu Şampiyonası

8-20 Aralık tarihleri arasında yedincisi düzenlenecek olan Batı Asya Federasyon Şampiyonası için geri sayım başladı. Avrupa ve Dünya kamuoyunun ilgisinden bir hayli uzakta olan turnuva Kuveyt'in başkenti "Kuveyt Şehri"nde düzenlenecek.

2001 yılında kurulan Batı Asya Futbol Federasyonu(WAFF) on üç adet üyeye sahip. Filistin, Irak, İran, Lübnan, Suriye ve Ürdün  federasyonun kurucu üyeleri. 2009 yılında Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Yemen; 2010 yılında da Bahreyn, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Umman federasyona katılarak üye sayısını on üçe yükselttiler.

Batı Asya Federasyon Şampiyonası ise WAFF kurulmadan bir sene önce(2000) ilk defa düzenlendi. Bu turnuvaya Kazakistan ve Kırgızistan konuk olarak katıldılar. Turnuvayı 2000'de İran, 2002'de Irak, 2004, 2007 ve 2008'de İran ve son olarak 2010'da Kuveyt kazandı.

WAFF'ın başkanlığını kurulduğu tarihten bu yana Prens Ali bin al Hussein(Filistin) yapıyor.

2012 Batı Asya Federasyon Şampiyonası üç gruptan oluşuyor. Gruptan birinci çıkanlar ve en iyi ikinci yarı final oynuyor. Sonrası malum... Bu sene turnuva üç farklı stadyumda yapılacak. Stadyumlardan ikisi Kuveyt Şehri'nde, diğeri ise Kaifan'da.

A Grubu
Lübnan, Umman, Kuveyt ve Filistin'in yer aldığı grupta mutlak bir favori yok. Ancak son şampiyon ve ev sahibi Kuveyt rakiplerinden bir adım öne çıkıyor. Kuveyt'in başında Sırbistanlı teknik adam Goran Tufegdzic, Umman'ın başında PSG ve Lyon efsanesi Paul Le Guen, Lübnan'ın başında Almanyalı teknik adam Theo Bücker ve Filistin'in başında Filistinli teknik adam Jamal Mahmud bulunuyor.

B Grubu
İran, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Yemen'in yer aldığı gurubun mutlak favorisi dört adet şampiyonluğu bulunan İran. İran'ın teknik direktörü Real Madrid, Manchester United(Asistan), Portekiz, Sporting Lizbon gibi takımları çalıştıran Carlos Queiroz. İran'ın kadrosunda yurt dışında oynayan oyuncu sayısı sadece iki. Suudi Arabistan'ın teknik direktörü ise Türkiyeli futbol severlere yabancı olmayan bir isim: Frank Rijkaard.  Bahreyn'in başında ise Arjantinli eski milli futbolcu Gabriel Calderon bulunuyor. Yemen'i ise Belçikalı Tom Saintfiet çalıştırıyor.

C Grubu
Irak, Ürdün ve Suriye'nin yer aldığı C Grubunda öne çıkan takım 2002 şampiyonu Irak. Irak'ın rakiplerinden Ürdün'ü bir Iraklı teknik adam Adnan Hamad çalıştırıyor. Suriye'nin teknik direktörlüğünü ise Suriyeli Hussam Al Sayed yapıyor.

Turnuva 8 Aralık 2012 tarihinde ev sahibi Kuveyt ve Filistin arasında oynanacak maçla başlayacak ve final maçı 20 Aralık 2012 tarihinde 68.000 seyirci kapasiteli Jabar Al-Ahmed Stadyumu'nda oynanacak.

24 Kas 2012

Alessandro yanlış ata oynadı, kaybediyor...




Alessandro Del Piero'nun Avustralya A-League'de formasını giydiği Sydney FC takımı ligde oynadığı sekiz maç sonunda sadece altı puan toplayabildi. Dört haftadır da kaybeden Sydney FC son maçını Adelaide United'a 2-1'lik skorla kaybetti. Üç hafta aradan sonra puan almaya çok yaklaşan Sydney FC'nin umutlarını 88. dakikada gelen gol bitirdi. Del Piero ise hiç alışkın olmadığı bir konumda ligin dibine demir atmış bir takımda oynamanın sıkıntılarını yaşıyor.

22 Kas 2012

Şampiyonlar Ligi'nde Beşinci Haftanın Notları

A Grubu
Dinamo Kiev-Paris Saint Germain(0-2) maçında Lavezzi PSG'yi bir üst tura taşırken Dinamo Kiev de geleneği bozmayarak UEFA Avrupa Ligi'ne katılmaya hak kazandı.

Porto-Dinamo Zagreb(3-0) maçında Hırvatlar gruptaki ilk gollerine çok yaklaştılar ancak bu sefer de direk ve rakip savunma çizgi üzerinde izin vermedi! Portolu futbolcular maçı izlemeye gelen az sayıda taraftarı unutmayarak üç tane jeneriklik golün altına imza attılar.

B Grubu
Arsenal-Montpellier(2-0) maçı sonrası The Gunners adını bir üst tura yazdırırken Fransızlar Avrupa kupalarından elendiler. Zaten geçen sezon Ligue 1'de kendilerini şampiyon yapan gol yememe taktiği Arsenal ve Schalke'nin olduğu grupta tutmazdı.

Schalke-Olympiakos(1-0) maçında atılan tek golün sahibi Fuchs takımını son 16'ya sokarken rakibini de UEFA Avrupa Ligi'ne yolladı. Ayrıca Çarşamba gecesi atılan kötü gol yok!

C Grubu
Anderlecht-Milan(1-3) maçında Mexes eski takım arkadaşı Ibrahimovic'e nazire yaptı. Ancak iki golün birer hafta arayla gelmesi Mexes'in golünün özgünlüğü yok tartışmalarına yol açtı.

Zenit-Malaga(2-2) maçıyla birlikte Hulk'un ne kadar doğru bir transfer tercihi yapmış olduğunu bir kez daha gördük!




D Grubu
Ajax-Borussia Dortmund(1-4) maçı da Dortmund'un "97" ruhunu bozamadı. Hoesen ise gecenin en güzel aşırtma golünü attı.

Manchester City-Real Madrid(1-1) maçında City elendi Real ise Dortmund'un gerisinde kalmaktan kurtulamadı. Maviler geleneği bozmadılar ve Ethiad'da penaltı kazanmayı bir kez daha başardılar.




E Grubu
Nordsjaelland-Shaktar Donetsk(2-5) maçında Luiz Adriano fair-play açısından sınıfta kaldı. Onun haricinde gerisi bildiğiniz gibi.

Juventus-Chelsea(3-0) maçı Di Matteo'yu koltuğundan ederken son şampiyonu da büyük bir ihtimalle grup dışına itti.



F Grubu
BATE Borisov-Lille(0-2) maçında Fransızlar rövanşı aldı. BATE irtifa kaybetmeye devam ediyor.

Valencia-Bayern Münih(1-1) maçında iki taraf da birbirini üzmek istemedi. Barragan biraz çabaladı Mestella'daki taraftarı üzmek için ancak Feghouli buna engel oldu. İki takım el ele bir üst tura çıktı.

G Grubu
Benfica-Celtic(2-1) maçında gruptan çıkma avantajı ev sahibine geçti ancak bir sonraki maç Camp Nou'da.

Spartak Moskova-Barcelona(0-3) maçında Katalanlar hem gruptan çıktılar hem de Rusları Avrupa dışına ittiler. Bu sefer işi sıkı tutup işi 40 dakikada bitirdiler.

H Grubu
Cluj-Braga(3-1) maçının sonucu hem Romenleri hem de Galatasaraylıları sevindirdi. Braga Avrupa dışında kaldı!

Galatasaray-Manchester United(1-0) maçında  Manchester United'ı kendi sahasına -neredeyse maç boyu- hapsetmek bu galibiyetin anahtarı oldu. Sir Ferguson bir kez daha Türkiye'den eli boş ayrıldı.

Şampiyonlar Ligi'nde İlk Haftanın Notları
Şampiyonlar Ligi'nde İkinci Haftanın Notları
Şampiyonlar Ligi'nde Üçüncü Haftanın Notları
Şampiyonlar Ligi'nde Dördüncü Haftanın Notları

Kaç gösteriyor Michael?

1997-1998 ve 1998-1999 yıllarında Premier Lig'de  gol krallıklarıyla başlayan başarılı bir kariyer öyküsü onunkisi. Şu sıralarda Premier Lig'in en eski takımı olan Stoke City formasını giyiyor, İngiltere ve Avrupa futbolunun son 15 yılında adından sıkça söz ettiren yıldız Michael Owen. Kimileri onu çok yaşlı zannediyor kariyerinin düşüş yaşamasıyla bağlantılı olarak; ancak kendisi henüz 32 yaşında ve formunu yakalayabilse bence daha atacak çok golü var. Ama o, şu sıralarda adından başka türlü söz ettirecek gibi duruyor açıkçası. Şimdi tekrar düşünün ve söyleyin, yeni bıyıklı imajıyla kaç gösteriyor Michael?

21 Kas 2012

İntifada'da ve İç Savaşta Futbol

Filistin ve Suriye milli futbol takımları füzeden, f-16'dan, ak-47'den arta kalan zamanlarında geçtiğimiz günlerde iki adet hazırlık karşılaşması yaptılar.



17 Kasım 2012 ve 20 Kasım 2012  tarihlerinde Filistin ve Suriye arasında yapılan maçların ikisi de Ürdün'ün başkenti Amman'da yapıldı. İlk maç 1-1'lik eşitlikle sona ererken; ikinci maç Filistin'in 2-1'lik üstünlüğüyle tamamlandı.


Avrupa'da Baharı Görebilmek (Son Sözümüzü Daha Söylemedik)



     Tarih 2 Ekim 2012. Galatasaray grubun ilk maçında Manchester'a karşı oynayabileceği en iyi futbolu oynamış, iki topu direkten dönmüş bir de penaltısı verilmemişti. Oyun umut vericiydi alınan mağlubiyete rağmen. Ancak 2 Ekim'de Arena'ya Avrupa'nın en iyi kontra atak takımlarından Braga geldi neredeyse pozisyon vermeden 35% ile topla oynayarak 2-0 yendi Galatasaray'ı. Stattan 3 Ekim'de çıkan 4 kişiden biriyim. Gruptan nasıl çıkarız hesaplarını yaparken saati unutmuşuz güvenliğin kardeş gidin de biz de gidelim diye seslenmesiyle çıktık Arena'dan.


     Orada şunu söylemiştim: Cluj'dan alacağımız 4 puan, Manchester'ın Arena'ya 12 puanla gelmesi bizi 2.liğe taşıyacak. 8-10 puan arasında alacağız ve gruptan çıkacağız. İlk öngörülerim çok şükür ki gerçekleşti. Manchester 12 puan ve lider. 2.Galatasaray 7 puan ikili averajda Cluj'dan üstün. 3.Cluj 7 puan ve sonuncu Braga 3 puanda kalarak Avrupa'da havlu attı.



    Maçın ilk yarısının nasıl geçtiğini şahsen ben anlamadım. Welbeck'in yarattığı tehlikeler ve Powell'ın üst direkten dönen kafa vuruşu harici oyunun kontrolü bizdeydi. Hamit ve Amrabat ileride yalnız kalmasalar ilk yarıdan üstünlüğü ele geçirebilirdik. Amrabat rüzgar gibi giderken Rafael'in müdahalesi net penaltıydı. Selçuk'un ortasında defansın eline çarpan top bence penaltı değildi.


     İkinci yarıya daha baskıyı bilerek başladı Galatasaray özellikle golden önceki pozisyonda metrekare içerisinde 1 Manchesterlı'ya 4 Galatasaraylı düşüyordu. Derken Eboue'nin orta yapacağını anlayan Melo geçen sezondan sonra bizleri mahrum ettiği koşuyu yaptı ve kafa vuruşunu Lindegaard kornere çeldi. Kornerde 'Emek hırsızı' Burak Yılmaz'ın ( 5 maç 5 gol ) kafa vuruşu Rafael'in boyunu aştı ağlarla buluştu.


     Emre Çolak'ın girmesiyle ufak çapta da olsa kabus görmemize rağmen süreyi de akıllıca kullanarak 'yedek' Manchester'ı Arena'ya gömdük. Maçın adamlarına gelirsek 1.sıra Hamit'in. Bütün maç tercih hataları hariç hatasız oynadı, ikinci yarıda gelişine vurduğu füze üst direkten döndü. Riera muazzam oynadı tek kelimeyle muazzam bundan iyisi Roberto Carlos. Amrabat geldiğinden bu yana en iyi oyununu oynadı Elmander'in durgunluğu olmasa maçın adamı olacaktı. Melo geçen sezondan esintiler sundu basit oynaması gerektiğini hatırladığında her şey daha güzel olacak. ( Melo iyi=Galatasaray iyi) Semih toparlayıcıydı. Muslera zamanında çıkarak toplara gerekli müdahaleleri yaptı. Sıra geldi 5 Aralık'taki Braga deplasmanına.

Hesaplar: -Galatasaray yenerse isterse Cluj 100 atsın Galatasaray çıkar.
               -Galatasaray ve Cluj aynı sonuçları alırsa yani 2 maçta berabere biter ya da Cluj ve Galatasaray kazanırsa/kaybederse Galatasaray çıkar.
               -Galatasaray mağlup olur ve Cluj puan çıkarırsa Cluj çıkar.

     Ortaya 70% Şampiyonlar Ligi 2.turu, 30% Uefa Avrupa Ligi'nde devam şeklinde tablo çıkıyor. BU ARADA DENİZ BANK'IN MANCHESTER'A SPONSOR OLDUĞU UNUTULMASIN!..

                                                  BEYLER ŞİKENİN KANITI :(
 

19 Kas 2012

Tek Yol Galatasaray

   1993-1994 sezonu Şampiyonlar Ligi eşleşmesi: Manchester United - Galatasaray. O zamanlar 8 takım alınıyor lige, yani turu geçen çeyrek finale kalacak. İlk maç şaşırtıcı şekilde 3-3 bitiyor. Arif'in Şımaykıl değil bütün Maykıllar gelse kurtarılamayacak golü daha sonra bir internet fenomenine dönüşüyor ve yıllar sonra Arif'in Mençıstar'a attığı golü arayan adam bir süre suni gündemimizi meşgul ediyor. 20 Ekim'deki maç kadar olmasa da 3 Kasım'daki maç da olaylı geçiyor ve çok konuşuluyor. Şekil Cantona ta o zamanlar Türk polisinin copunun tadına bakıyor, Suat maç sonunda karısını istiyor, Şampiyonlar Ligi'nin statüsü değişiyor, 20.000'lik stadda 50.000 kişi gören Avrupa'da Ali Sami Yen Cehennemi algısı başlıyor, Ferguson bir günde çöküyor, kısacası Manchester için Şampiyonlar Ligi için başlayan yol Galatasaray'da bitiyor.

   Bugün belki rakip açısından o günkü maçın ciddiyeti yok, alttan çok sular aktı. Rotasyon amaçlı genç oyuncuları oynatacaklar. (Gerçi genç dediğimiz adamlar da, Chicharito, Wellbeck, Valencia falan.) Ancak bizim için durum öyle değil, düşüncemiz belli; tek yol Galatasaray, tek yol galibiyet!

Kaos Futbolu ve Trabzonspor

Maçtan önce hayli ümitsizdim, Ordu iç sahada canavar biz deplasmanda kabız.. Zevksiz maç olur, Trabzon zor kazanır diyordum. Zevksiz maç oldu fakat Trabzonspor kazanmasını bildi.

Trabzonspor'un bu seneki futbol anlayışı 'kaos futbolu'. Defanstan taviz vermeden ortasahada savaşmak, topu ne yapıp edip diğer kale önüne götürmek ve nasipse bir gol atmak. Bugün şanslıydı Trabzonspor, eline geçen fırsatları çok iyi kullandı.

Sahaya dizilişimiz iyiydi. Janko, hemen sağ arka tarafında Emre Güral, bu ikiliyi sol kanattan destekleyecek olan Yasin; Zokora'nın yokluğunda Colman-Soner-Sapara'dan oluşan orta saha... İlk yarıda birkaç faul almak dışında etkisiz görünen Yasin devre arasında oyun kenarına alındı; Yasin'in yerine giren Olcan Adın oyunun tüm çehresini değiştirdi. Olcan diriydi, diri olduğunda neler yapabileceğini herkese gösterdi.





İlk yarı rezalet bir futbol vardı, birkaç Ordu atağı dışında kör dövüşü şeklinde geçti. Trabzon çıkamıyor, çıkamadıkça da saçmalıyordu. Ordu bu anlarda gol bulabilseydi maçın seyri farklı olurdu.

İkinci yarı Trabzon biraz daha derli toplu(ne kadar derli toplu olabilecekse) oynamaya başladı. En azından atağa çıkarken yaptığı top kayıplarını azalttı, top dürtüle dürtüle Ordu yarı sahasına gidiyor ya taç oluyor ya da pozisyon autla sonuçlanıyordu. Orduspor taraftarı 61.dakikada organize bir şekilde küfretmeye hazırlanırken Olcan'ın slalomu ile gelişen atakta o dakika kenarda bekleyen Vittek'le değişmesi muhtemel Janko, arka direkte düzgün bir kafa vuruşuyla Trabzon'u öne geçirdi. Golü izleyen dakikalarda Trabzonspor sahasına ciddi akınlar düzenleyen Ordu sinyalini verdiği golü Stancu ile buldu. Fakat dedik ya Trabzon şanslıydı diye.. Janko'nun yerine giren Halil Altıntop'un sağdan kestiği ortaya günün başarılı ismi Olcan'ın iyi yükselişi ve düzgün kafa vuruşu Trabzonspor adına galibiyeti müjdeledi. Golden sonra Trabzonspor kenar yönetimi Sapara-Aykut değişikliği ile oyunu rölantiye aldı ve son düdüğe bu şekilde girildi.




Sorarsanız 'Trabzonspor ne oynadı?' diye 'hiçbir şey oynamadı' derim. Trabzonspor'un oynadığı Kaos Futbolu'na karşı ayağa oynayan takımlar daha rahat çözümler üretirken fizik gücü ön planda tutan takımlar maçı ortada oynuyor. Bugün ortada olan maç, yakaladıklarını atması sonucu Trabzonspor lehine sonuçlandı.

Janko bu dağınık takımda ne kadar iş yapar bilemiyorum; fakat bugün 61.dakikada attığı gol oyununa olumlu yansıyacaktır. 

Türkiye'deki taraftar gruplarının düşman edinerek büyüme isteği Orduspor taraftarlarınca da benimsenmiş ki maç boyunca küfrettiler. Bir takımın taraftarı 'ben seni şampiyon yaptım, sen beni küme düşürdün' diye başka bir takıma kin duyuyorsa buradan derbi çıkmaz ey LigTv. Galeyana gelmemek gerekir, Şenol Hoca'nın dediği gibi: 'Trabzonspor taraftarı rüzgara uymaz, rüzgarı kendisi yaratır.'

16 Kas 2012

David Beckham vs. Nikopolidis


Tarih: 6 Ekim 2001

Yer: Old Trafford, Manchester

Maç: İngiltere-Yunanistan

Seyirci: 66.090

Olay: 2002 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri, dokuzuncu grubun son maçları. Almanya Finlandiya karşısında sahadan 0-0'lık beraberlikle ayrılırken İngiltere Old Trafford'da Yunanistan karşısında 2-1 yenik durumdadır. İngiltere sahadan beraberlikle ayrılmayı başarırsa Dünya Kupası'na doğrudan katılma hakkı elde edecektir.

Dakikalar 90+3'ü gösterirken Hollandalı hakem Dick Jol serbest vuruşu işaret eder İngiltere lehine... Topun başına geçen isim tabi ki David Beckham'dır... Nikopolidis ve Beckham arasında yaklaşık 30 metre mesafe ve dört kişilik bir baraj vardır. Beckham gerilir ve...


12 Kas 2012

Cefakar Magdeburg Taraftarı

Almanya Bölgesel Futbol Liglerinden "Reggonalliga Nordost"ta mücadele veren Magdeburg RasenBallsport Leipzig takımlarının mücadelesinde objektiflere takılan fotoğraflar taraftarlık kavramının her zaman skorla ve başarıyla doğru orantılı olmadığının kanıtı niteliğindeydi. Maçı deplasman takımı RasenBallsport 4-1'lik skorla kazandı.

Magdeburg Tribünleri:





RasenBallsport Leipzig Tribünleri:


11 Kas 2012

12. Adam: Edin Dzeko


Premier League'in namağlup takımı Manchester City Tottenham Hotspur karşısında 1-0 geriye düştüğü maçta 66. dakikada Agüero ve 88. dakikada Dzeko'nun oyuna sonradan girip attığı gollerle sahadan 2-1 galip ayrıldı. Bu sezon EPL'de 7 gole ulaşan Boşnak forvetin gollerinin 6'sı yedek kulübesinden oyuna sonradan dahil olmasının ardından geldi. Bir zamanlar Manchester United'da Ole Gunnar Solskjaer de 12. adamlık görevini en iyi şekilde yerine getiriyordu. Manchester şehrinin huyundan mı suyundan mı bilinmez ama Edin Dzeko oyuna sonradan girip attığı gollerle Robin van Persie'nin ardından EPL'de gol krallığı yarışında 2. sıraya yerleşmiş durumda.

9 Kas 2012

Şampiyonlar Ligi'nde Dördüncü Haftanın Notları

A Grubu
Dinamo Kiev-Porto(0-0) maçı misafir takımı bir üst tura taşırken Jackson Martinez-Koval düellosuna da ev sahipliği yaptı.

Paris Saint Germain-Dinamo Zagreb(4-0) maçında verdiği dört gol pasıyla Ibra-Kadabra Benficalı Carlos Martins'in rekoruna ortak oldu. Zagreb temsilcisi ise bırakın puan almayı gol atabilecek gibi durmuyor.



B Grubu
Olympiakos-Montpellier(3-1) maçındaki tribün atmosferi bu haftanın en başarılı performanslarından birisiydi. Aynı şekilde deplasmana gelen Montpellier taraftarları da bambaşkaydı. Pire halkının birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu şu günlerde gelen galibiyet ise Yunanlar için bir hayli keyif vericiydi.




Schalke-Arsenal(2-2) maçıyla birlikte Arsene Wenger kış sezonunu klasikleşen bir şekilde iki metre uzunluğundaki montuyla açtı. Schalke cephesindeyse Klaas-Jan Huntelaar kaşla göz arasında golünü atmayı başardı. Sonuçta adamın ismi afili.



C Grubu
Milan-Malaga(1-1) maçında Alexandro Pato havada asılı kaldı; Malaga gruptan çıkmayı garantiledi.

Anderlecht-Zenit(1-0) maçında Belçika temsilcisi sonunda gol atmayı başardı ve üç puanla tanıştı. Rus ekibindeyse Hulk'un eksikliği hücum gücünü ortadan kaldırdı.

D Grubu
Manchester City-Ajax(2-2) maçında Mancini ve ekibi niyetlerini iyiden iyiye belli ettiler; yoksa 17 dakikada kendi evlerinde 0-2 geriye düşmelerinin başka bir açıklaması olamaz: "EPL yeter de atar bize!" Ayrıca De Jong büyük oynuyor!

Real Madrid-Borussia Dortmund(2-2) maçıyla birlikte sarı-siyahlılar 96-97 sezonuna bir adım daha yaklaştı.



E Grubu
Chelsea-Shakhtar Donetsk(3-2) maçı Oscar'ın muhteşem golü, Pyatov'un ikramları, Willian'ın tek dokunuşları ve Moses'in kafasından ibaret değildi ama bundan çok daha fazlası da değildi.

Juventus-Nordsjaelland(4-0) maçında Marchisio bir maestro gibiydi desek yanlış olmaz. Pirlo Ç. sakalları hala kesmemiş.

F Grubu
Bayern Münih-Lille(6-1) maçı Claudio Pizarro'ya asist yapma mücadelesi şeklinde geçildi. Lille ise hala puansız.

Valencia-BATE Borisov(4-2) maçıyla birlikte Belarus temsilcisinin gruptan çıkma iddiası halen sürüyor. Fakat ikili averaj diye de bir şey var!

G Grubu
Benfica-Spartak Moskova(2-0) maçı bir kez daha gösterdi ki Emenike yoksa gol de yok! Cardozo ise İber Yarımadası'ndan taşınma planlarını yapmaya başladı. İstikamet: Ada!

Celtic-Barcelona(2-1) maçı sonrası yeşil-beyazlılar: "Bizim işimiz pasla değil, golle; bunu ilk maçta da dile getirdik anlamadınız. Alın topunuz sizin olsun!"



H Grubu
Braga-Manchester United(1-3) maçı sonrası United liderliği garantiledi; son iki maç rölantide. Estadio Municipal de Braga'ya sonunda iskele de kurulmuş.

Cluj-Galatasaray(1-3) maçı Hamit Altıntop'un sonu gelmeyen asist girişimlerine sahne oldu. Ayrıca bir kez daha görüldü ki Cluj Karabükspor'dan hallice.

Şampiyonlar Ligi'nde İlk Haftanın Notları
Şampiyonlar Ligi'nde İkinci Haftanın Notları
Şampiyonlar Ligi'nde Üçüncü Haftanın Notları

4 Kas 2012

Fatih Terim'in Keyif Sigarası ve Altın Jenerasyon

   

     Sene 1993. Fransa'nın Lille kentinde Akdeniz Oyunları final karşılaşması. Belki de ülkemizin en çok gelecek vaat eden jenerasyonu var sahada. Hakan Şükür, Sergen Yalçın, Emre Aşık, Bülent Uygun, Arif Erdem, Ergün Penbe, Tugay Kerimoğlu... Maçı Sergen ve Hakan'ın golleriyle 2-0 kazanan Türkiye Olimpik Milli Futbol Takımı, 2002'ye kadar dolu dizgin bir milli takım serüveni ateşinin fitilini yaktı.