Liseye
giderken halı saha takımımızda Ajlan Bey isimli bir kodaman
vardı. Babamla ikisi şirket pozisyonları dolayısıyla fasulyeden
oynatılırdı. Onlara sert girmek, kalede iseler onları sert
şutlarla yoklamak örtük bir biçimde yasaktı. Kaleciydi babam
(Bizimkisi baba mesleği). Gençliğin hırsıyla, biraz da babamız
olduğu üzere hesap sorma yetkisini yalnızca kardeşim ve ben
taşıyorduk. Lakin Ajlan Bey'e karşı biz de sus pustuk. Lavuk
bütün o beceriksiz hallerine rağmen kendisini bir şey sanırdı,
"Düşündüklerimi sahada uygulayabilsem Real Madrid'de
oynardım" klişesini her maç başında savururdu. Maç boyu
kıkırdardık. Çokça belini incitir, bazen baldırı çeker, ya da
nefesi kesilirdi. Bir Barcelonalı ne isteyebilir, keşke Real
Madrid'de oynasaydı.
Aradan neredeyse 10 yıl geçmiştir, artık iyiden iyiye sakatlık
meselesi, vücudun daha değişik organlarına yayılmaya başladı.
Genellikle de parmaklara... Büyük oranda Play Station vasıtasıyla,
futbolseverin düşündüklerini sahaya yansıtmasının virtüel
düzlemde önü iyiden iyiye açıldı. Messi'yi yeşil sahada alt
edemezsiniz, lakin Messi ile PS oynasanız, 10 maçın 10'unu da
yenebilecek düzeye gelebilmeniz mümkün. Bazen de bel ağrısı
yapıyor, o da benim gibi menajerlik oyunlarının hastası iseniz.
Onda da klasik tavır, İngiltere 5. Ligi'nden bir takım alıp Brian
Cloughvari takılmak/ takılmaya çalışmak. Oyun öyle ki,
futbolcuların kölelik statüsünü aşabilmesini sağlayan Bosman
isimli zata gıcık olabilmek dahi mümkün, o kadar gerçeğe yakın.
Bir de herifler öyle ironik ki, "REAL football managers don't
need food." diyorlar, hayatınızın yaklaşık 5 gününü
(120 saat!) ilgili oyuna ayırdığınızda.
Havsalam yeter de, şu simülasyon meselesine uzun uzadıya girmek
istemiyorum. Birkaç "beyin" jimnastiği... Bir 10 yıl
sonra, insanların "düşündüğünü vasıtasız/ direkt
yansıtmanın" tadına varma ihtimalini de düşünüyorum. Sert
bir omuz darbesi alma hissi, azınlığın tattığı bir hal mi
alır? Sokak aralarında top oynardık yerine, bizim zamanımızda
joystick vardı nostaljisi konur, "Bluebrain çıktı, mertlik
daha bir bozuldu" mu denir? Bilimkurgusal olmaktan çoktan çıkan
onlarca teknolojik tezahürün, topa dokunma hissini yalnızca beyin
ve ekrana havale edeceğimiz günleri yaklaştırdığı söylenebilir
mi? Bu kez ağrılar başımıza mı çıkar? Son olarak, Ajlan Bey
Real Madrid'te kadroya girer mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder