16 Eki 2012

Arkası Gelmeyen Dertlerin Takımı: Ankaragücü

Şimdi bu yazıya fotoğraf koymadım ben, üşenen okumasın rica ediyorum. Ankaragücü yazılarımızın altına ezilmişliği, sindirilmişliği resmeden şeyler koymaktan bıktık, bilen biliyor bilmeyen de yormasın kendini.

Sol Kapalı'daydım Buca maçında. Maçın sonunda ölüm sessizliğinde bir abi öyle bir girdi ki 'Arkası gelmez dertlerimin' diye...Dertli taraftar şarkısıdır bu, 'ulan ilk defa mı duydun' diyebilirsiniz; fakat hiçbir zaman o anki kadar anlamlı değildi. Yanda 'şeref' tribünü, önümüzde polisler, akıllarda o pozisyon ve hayallerde Deniz Çoban.. 

Geçen seneki 'Diren Ankaragücü' muhabbetini hatırlıyoruz, bu pankartın asıldığı bu tezahüratın yapıldığı her deplasmandan boynu bükük ayrıldı Ankaragücü. O duygu yoğunluğu, o öfke, o birikmişlik.. 'Derdi çeken bilir' tabii ki; e o zaman bir Trabzonsporlu olarak beni bu kadar yaralayan şey ne? Benim Ankara'daki beş yılım ve daha beşer yıllarımdır Ankaragücü. Şu an Galatasaray'da oynayan Burak Yılmaz'ın geçen seneki maçta Alanzinho'nun ara pası ile kaleciyle karşı karşıya kaldığı ve golü attığı üç saniyelik pozisyon benim için bir asır gibi geçti. Topu ayağına aldı 'oğlum bak atma' dedim, 'sikerim gol krallığını cimbom bile üç attı dördüncü olmaz' dedim. Dinlemedi attı, yerin dibine girdim utancımdan.

Bu seneyi konuşmaya gerek yok zaten. Her hafta ayrı bir fiyasko, haklı isyanlar ve sonrasında gelen biber gazıyla cop. Ne yapsınlar artık, kime gitsinler, kimden aman dilesinler? Sahadaki o tertemiz çocuklardan başka neyi var kimi var Ankaragücü'nün? Ben halısahada rakip takımdan birine kızıp topu fırlatabiliyorsam benden üç beş yaş küçük adam türlü zorluğun içinde bir kendinibilmezin bir çuval inciri berbat etmesine nasıl duyarsız kalabilir? Profesyonellik hacizlerin açlıkların belirsizliklerin içinde bir adamın kaderini belirlemesine 'eyvallah' demekse Ankaragüçlüler profesyonel değildir kardeşim, olmasın da! 

'Hükümet düşer, enflasyon düşer' Ankaragücü düşmez dedik; düşmez kalkmaz bir Allah be dostlar! Siz her şeye rağmen ne olursa olsun dik durun! Tarih bu direnişi yazacaktır, bir gün Ankaragücü denen varlık ölecekse 'ayakta' ölecektir. Benim Ankaragüçlü arkadaşım Sinan geçen sene en sıkıntılı dönemlerde bana şöyle demişti:'Mutluyum be Salih, Gökçek döneminden bin kat daha mutluyum. Bu takım benim sonuçta, öyle veya böyle benim.'

BaşkenTrabzon.

Hiç yorum yok: