Turnuvadaki ilk yazımı yazmak İtalya-Hırvatistan maçı ile ikinci grup maçları sonunda nasip oldu. Turnuva öncesi blogger arkadaşlarla takım paylaşırken umutla talip olduğum Hırvatistan beklentilerimin kıyısında köşesinde bir performans gösterdi. Euro 2012'nin ölüm gruplarından birinde yer alan Hırvatistan ikinci maçlar sonunda 4 puanla İspanya'nın gerisinde ikinci sırada bulunuyor.
Öncelikle maçlardan önce yapılan 10'dan geri sayım 'Var Mısın Yok Musun' yarışmasını hatırlatması nedeniyle benim açımdan bir hayli rahatsız edici. Turnuva genel olarak güzel gidiyor, maçlar keyifli. İlk maçlar sonunda Rusya otoritelerden tam not alırken, ikinci maçlar için bu akşamki İspanya'nın yıldız olması muhtemel. Turnuvanın en zayıf takımı görünümündeki İrlanda ise taraftar şovları ile turnuvaya büyük bir lezzet katmakta. (Ayrıca spikerin İrlanda için belirttiği fiyat olarak en değersiz takım nitelendirmesi bir hayli yersizdi.)
Hırvatistan çok derli toplu bir takım. Stoperleri sırıtmıyor, sol bekleri Strinic tecrübesizlikten bazen saçmalayabiliyor ama genel olarak bekler de iyi; orta sahaları tartışmasız iyi, forvetleri de çöpçü. Mandzukic-Jelavic ikilisi önlem alınacak kadar ekstra özelliklere sahip değil; ama defansı çok yorarak çok yıpratarak çokça hataya zorluyorlar. Modric çok büyük oyuncu, tam bir maestro. Şöyle söyleyeyim iyi bir Modric'in bu takıma bu turnuvada kazandıramayacağı maç yok. Hırvatistan'ın bana göre bir bench problemi var; Eduardo'yu pek beğenmeme rağmen aldığı dakikalarda fark yaratamadığını gördüm. Ah Olic vah Olic diyorum !
İtalya-Hırvatistan maçının ilk yarısının ilk bölümü rölantide geçti. İlk yarının ortalarına doğru Pirlo çok rahat top yapmaya başladı ve bu sürede Modric ortalarda gözükmeyince top İtalya'da kaldı. Bu süre içerisinde Pirlo'nun servis ettiği topları Cassano forvet hattında verimli kullandı; Balotelli Space Jam'deki yetenekleri alınmış basketbolcular gibi davranmasaydı bu zaman zarfında İtalya'nın gol bulması işten bile değildi. Art arda gelen toplarda Pletikosa'nın başarısına Pirlo'nun frikiği gölge düşürdü ve ilk yarı bu sonuçla bitti.
İkinci yarıya Hırvatistan baskı ile başladı. Sağlı sollu bindirmelerde özellikle Srna'nın ortaları yürek hoplattı. Forvetlerinin niteliği nedeniyle pek de yerden oynamayı tercih etmeyen Hırvatistan soldan kesilen bir ortada Mandzukic'in iyi kontrolü ve abartılı vuruşu ile golü buldu. Gol öncesi bir kaç pozisyona girerek kendine gelen Modric'in bu aşamadan sonra takımı da toplaması golün gelişinde büyük bir etkendi.
Neyse fazla uzatmayalım. Futbolu bilen, ne zaman ne yapacağı kestirilemeyen, hele de futbol şansı yanındaysa iyice korkulası bir kimliğe bürünen Hırvatistan'ın İspanya karşısında kolay lokma olmayacağını ve turu geçeceğini düşünüyorum. Hırvatistan bu turnuvanın Fenerbahçe'si gibi duruyor. Bir Trabzonsporlu olarak son cümleyi yazmak garip geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder