5 Nis 2012

Ankara'da bir garip cumartesi





Sıradan bir cumartesi sabahı bekliyor sizi…
Ankara’daki çoğu insan için baharın tadını çıkarmak amacıyla yaşanacak bir cumartesi öğleden sonrası var önümüzde. Seğmenler’den Kuğulu’ya, Botanik’ten Göksu’ya parklar dolup taşacak neşeli çocuk sesleriyle. Bir tarafta kuşların cıvıltıları, köpeklerin etraftakilerle cilveleşmeleri; bir tarafta suyun içinde yüzen kuğuların ördeklerin canlılığı…
Sıra dışı bir cumartesi sabahı bekliyor bizi…
Zordur vedalar; hem de çok!
102 yıllık çınar artık çürüdü, pes etti, ben yokum dedi; geride bıraktıklarına rağmen. İnce ince oydular çınarın gövdesini üzerinde kalıcı leke bırakmak için; birer birer kırdılar dallarını satıp paraya çevirmek için; ve sonunda dayadılar köküne kibrit suyunu bir an önce alev alması için. Engel olamadık bu kıyıma, karşı duramadık! Sırada küllerini temizleyip son görevini yerine getirmek var boynumuzun borcu olan. Aslında böyle kapanmaz bu borç da neyse işte…
7 Nisan 2012 Cumartesi gününden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; ta ki arsanın üzerindeki haydutları kovana kadar. Hepimizde yeterince tohum var çınarı tekrardan diriltecek. Fakat arsa boş değil ki sürekli sömürülüyor haydutlar tarafından…
Çivisi çıkmış zaten ormanın, tıpkı diğerleri gibi o da tarih oluyor, olacak.
Ankaragücü de tıpkı bu çınar gibi Süper Lig’deki son maçına çıkıyor ve bizler O’nu -en kısa zaman içerisinde hak ettiği yere dönene kadar- son yolculuğuna uğurlayacağız. Yıllardır beklenen sonun gelişi haftalar öncesinde kesinleşmişti zaten. Bu sefer de acı gerçeklerle yüzleşmek için son maçımıza çıkacağız.
Ucu bucağı belli olmayan bir yol var ufukta…
Her şeyin ilacı olan zaman bazen çok hızlı akarken, bazen de ağır ağır akmaktan kendini alamıyor. Bu sezon da Ankaragücü taraftarı için zaman çok hızlı aktı ve geldik sona. Neredeyse on yıldır amaçsız bir Ankaragücü vardı futbol camiasında. Hem de doksanlardaki İstanbul hegemonyası 19 Mayıs tribünlerinden kırılmış ve deplasman seyircisi % 5’e mahkum edilmişken.
Bir garip sevdaydı bizimkisi; tepkisini hep geç koyan, erken koyduğunda susturulan. Bir garip sevdaydı bizimkisi; kimisi ranta gönül verirken, kimisi takımını cebinden değil gönülden seven. Bir garip sevdaydı bizimkisi; kardeşi dışarda kalınca karaborsa biletini, tribününü İstanbullu züppelere peşkeş çeken. Çok garip sevdaydı bizimkisi; reisten, başkandan, liderden geçilmeyen bir tribün kültürüne rağmen kendisine kardeşler belleyen. Çok garip sevdaydı bizimkisi; birileri rantı kesilince tribünden kaçarken, birileri kümede kalamasa bile takımını, tribününü boş bırakmayan.
Bu kadar çelişki fazlaydı bize ve olan da oldu zaten. Ama terk etmediler sevdalarını, terk edenlerin arkasından bakarak, hayıflanarak, sayarak, söverek!
Sıra dışı bir cumartesi sabahı bekliyor bizi…
Yıllarca futbol takımı yolgeçen hanına dönmüş Ankaragücü’nün transfer yasağı alması çok manidardı. Yapılan bunca transfere rağmen başarısız olan bir takıma bu yasak müstehaktı adeta. Yine de böyle gitmeyi hak etmedik. Son on yılda Ankaragücü’nün formasını terleten çok az isim yüreklerde yer etti. Ancak bu sezon özellikle devre arasından sonra formayı ve armayı bütün zorluklara rağmen onuruyla şerefiyle taşıyan kardeşlerim hariç. Onların hepsi birer kahraman bizim gözümüzde; her ne kadar sportif anlamda başarısız olsalar da.
Yeri geldi formalarını kaloriferde ısıttılar; yeri geldi yolda kalan takım otobüsünü iteklediler; yeri geldi özel eşyalarına haciz konuldu; yeri geldi taraftarın getirdiği erzaklarla karınlarını doyurdular. Çok normaldi; son haftaya girilirken gergin geçen antrenmanlar, hocayla futbolcuların tartışması, söz dalaşına girmesi. Ama bir alkışı hak ettiler…

Sıra dışı bir cumartesi sabahı bekliyor bizi…
Çalacak son düdükle bugüne kadar bu zor şartlar içerisinde Ankaragücü’nün adını lekelemeyen, lekelenmesine izin vermeyen futbolcularımıza, teknik heyetimize gönlümüzün en derininden gelen sevgi ve minnettarlık duygularıyla bezenmiş alkışlarımızı esirgemeyeceğiz. Ellerimizde çiçeklerle uğurlayacağız sevdamızı bir alt kümeye. Avuçlarımız patlayacak alkışlamaktan, kulaklarımız sağır olacak. Doymayasıya ağlayacağız 102 yıllık çınarın arkasından ve bir elvedayı çok görmeyeceğiz her şeyimizi bir kenara bırakıp.

2 yorum:

Anıl Çelensu dedi ki...

Hükümet düşmedi, enflasyon da düşmedi, koskoca Ankaragücü düştü..Yazık günah

Adsız dedi ki...

Ankaragüçlü olmamama rağmen beni bile duygulandırdı bu yazı.Futbolu bu hale getirenler umarım bir gün hesabını verirler.