19 Şub 2013

Amatörün Cazibesi: Buradan çıkış var mı?

Bir hocamız 'son 20-30 yılda teknoloji ile birlikte en çok gelişen şey futbol' demişti. Özellikle 2000'ler Barcelona'sı futbola yeni bir soluk getirdi. Barcelona-Madrid derbisi ününe ün kattı ve bizim futbolseverlerimizin de tuttukları takımdan sonraki tutkuları bu iki takımdan biri olmaya başladı. Futbol ekonomisiyle, idaresiyle her şeyiyle bu denli profesyonelleşirken hala amatör futbolun ilgi görmesi, hatta bazı futbolseverler için vazgeçilmez bir tutkuyu ifade etmesi neyin nesi diye sordum kendime.

Amatör bir maçın en cezbedici yanı sövdüğün sol bekin dönüp sana bakması. Maçta bir yakını varsa işaret eder onu senin yanına yollar mevzu olur, kimsesi yoksa küfürden sonra ya adam gibi oynar ya da oyundan tamamen düşer.

Güvenlik önlemleri çok zayıftır. Üst baş aranmaz çoğunlukla. Polisler göbekli amcalardır, 'sigara içme bıdı bıdı' muhabbeti yapmak yerine oturur tribüne sigara yakar. 

Güvenlik önlemlerinin zayıf olması rahat olmanın yanında 'ev sahibi' unsurunun daha fazla ön plana çıkmasını sağlar. Hep ünlü futbolcuların zikrettiği 'şu stad beni çok etkiliyor, çok baskı var' muhabbeti kafaya oynayan bir ilçe amatör takımının sahasında yarattığı atmosferin yanında hiç kalır. Döve döve maç alınır amatörde. 'Burası x, buradan çıkış yok' tezahüratı İstanbul'da orada burada havada kalır, polis deplasman takımını da deplasman taraftarını da bir şekilde çıkarır o stattan. Ama amatörde... Amatörde çıkamazsın.

'Amatörün Cazibesi' başlığını bir yazı dizisi haline getirmek gibi bir fikrim var. Bu bir başlangıç olsun. Aklımıza geldikçe yazarız.

Hiç yorum yok: