..
Terme, Karadeniz sahil şeridinde Samsun-Ordu sınırında bulunan Samsun’a bağlı yaklaşık 30 bin nüfuslu bir ilçedir; pidesiyle, pirinciyle meşhurdur. Termespor da bu ilçenin güzide futbol kulübüdür.
1953 yılında kurulan Termespor’un 59 senelik yaşamında kısa sayılabilecek(beş sene) bir 3.lig macerası dışında A takımlar bazında pek bir başarısı olmamış. Karadeniz’in her yerinde olduğu gibi Terme’de de en popüler sporun futbol olmasına ve geniş bir merak uyandırmasına rağmen bu ilçede neden kayda değer bir gelişmenin gösterilememiş olmasını kulübün emektarı Ali Osman Canikli ile konuşalım dedik.
Ali Osman Abi’ye röportaj fikrini sunduğumda ve kulübe geldiğimde bana öyle samimi öyle ilgili yaklaştı ki kulübün yaşadığı yalnızlığı tahmin etmek zor olmadı. Röportaj boyunca kendimi La Gazetta Della Sport’tan gelmiş bir gazeteci gibi hissettim; belli ki ne kendisinin ne de Termespor’un kapısı çalınmıyor hali hatrı sorulmuyordu.
Ali Osman Abi 1957 yılında Giresun’un Alucra ilçesinde doğmuş, 11 yaşında Terme’ye gelmiş. Bir dönem İstanbul’da amatör olarak yaptığı lisanssız kalecilik dışında oyuncu olarak faal futbol oynamamış; ama saha dışındaki hikayesi değme profesyonellere taş çıkarır cinsten.
'Ben bu oyuna, ben bu takıma hayatımı verdim’ diyor Ali Osman Abi.
Kendisi Termespor’a 1990 yılında birkaç arkadaşının ricası ile malzemeci olarak girmiş. Ali Osman Abi ‘malzemeci’ olarak girdiği bu kulüpte yeri gelmiş yöneticilik yeri gelmiş antrenörlük yapmış; Termespor uğruna hayatın her alanında(buna özel yaşamı da dahil) birçok şey kaybetmiş birçok şeyden vazgeçmiş. Son tahlilde geçen yirmi iki senede artık Termespor ve Ali Osman insanların gözünde eşdeğer sayılır olmuş.
Soru: Abi iyisiyle kötüsüyle bu kulüpte 22 senen geçti. Senin dışında birsürü insan geldi gitti buraya, hatta bazı dönemlerde kulüp kapanma noktasına geldi ama senin çabalarınla ayakta kaldı ve bugün burada karşımızdasın. Peki sen hiç bu kulübü bırakmayı düşünmedin mi?
O.Canikli: Düşünmekten ziyade bıraktım. Bilenler bilir, Termespor çok şeyden ayırdı beni; bir dönem özel hayatımla ilgili problemlerden dolayı bıraktım.
(sözünü keserek): Neden geri döndün peki?
O.Canikli: Futbol sevgisi. Hayatımın dörtte üçünü kaplıyor futbol. Günlük ihtiyaçlarım ve ibadetim dışında kendime ayırdığım bir zamanım yok. Kulüpte yatıp kalkıyorum, bu ilçede kime Ali Osman deseniz ‘Termespor’ der. Yalan yok, belki başka çıkış yollarım olsaydı deneyebilirdim; ama olmayınca burada aldığım ücrete yaşam şartlarıma bakmaksızın ‘kaderimdir’ dedim ve kendimi Termespor’a adadım.
Soru: Termespor’a minik takımla ayak basan bir çocuk ilk sizinle tanışıyor ve sonrasında sizin elinizde büyüyor. Termespor’da oynamış birçok arkadaşımın size ‘Osman Baba’ diye hitap ettiğini bizzat biliyorum. Bu bağ nasıl kuruluyor?
O.Canikli: Samimi bir aile ortamıyla. Bazı çocuklar kendi evinde bulamadığı aile ortamını burada buluyor; doğru olan da bu zaten. Burası da bir okul. Çocuklara bu anlayışla yaklaştığınızda karşılığında sevgi saygı görürsünüz. Sadece ben ve birkaç kişi bu çocuklarla ilgilenebiliyor. Daha fazla ilgi olsa daha güzel şeyler olur; şu an iki yüz lisanslı futbolcumuz var bu potansiyele sahibiz. Dediğin gibi miniklerden itibaren yanında beni gören futbolcu sevgi ve saygının yanında ilerleyen yaşımıza da hürmet gösteriyor. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Soru: Terme’yi özel Türkiye’yi genel olarak düşünürsek altyapıdan A takıma geçişte bazı problemler olduğunu, bazen çok sağlam mayaların bile tutmayabildiğini görüyoruz. Sence filmin koptuğu yer neresi?
O.Canikli: Futbolcu yetenekle bir noktaya kadar gelebilir. Futbolcuya elinde tüfek olan bir asker gazıyla ‘Allah Allah’ nidası okuyarak bir yere varamazsınız. Futbol sadece ayakla oynanmıyor, ülke olarak bir oyun aklı geliştirmemiz lazım. Onun dışında futbolumuzu yakan şeylerden biri de o erken ‘oldum’ havası. Bir futbolcu bedensel olarak zihinsel olarak profesyonel olsa da ruhu ‘amatör’ kalmalı. Malzeme zaten mevcut iken düzgün bir eğitimle bu iş olur.
Soru: Senelerdir bu amatör kulübün içerisindesin. Amatör futbolun zorlukları neler?
O.Canikli: (Gülerek) Amatör hep zorluk. Sevmezsen hayatta o işi yapamazsın; ne futbolcu futbolunu oynayabilir ne de çalışanlar verimli çalışabilir. Bu seneye kadar biz oyuncuların cebine harçlık bile koyamazdık; sağolsun Terme’de geçici olarak görev yapan bir kaymakam kulübe bir miktar para yardımında bulundu da oyunculara az da olsa emeklerinin karşılığını verebildik.
Soru: Kişisel olarak geçmişten bugüne hedeflerin, varsa ‘keşke’lerin neler?
O.Canikli: Aslında pek yok. Ama lisanslı bir hoca olmak isterdim. Bu kulüpte bulunduğum süre içerisinde 31 tane hoca ile çalıştım, hepsinden bir şeyler almış olsam tecrübe olarak hiç de fena değilim. (Gülüyor)
Soru: Termespor’la ilgili zihninizdeki en unutulmaz olay hangisidir?
O.Canikli: 3.lige çıktıktan sonra Terme’ye dönüşümüz. Meydanda o otobüsün içinde ben de vardım, otobüs neredeyse devrilecekti. Terme’de futbolu seven sevmeyen herkes kenetlenmiş tek yürek olmuştu.
Soru: 3.lige çıkan Termespor, o havayla neden devamını getiremedi? En azından 3. ligde kalıcı olabilir miydi?
O.Canikli: Termespor’a yazık ettiler desem yanlış olmaz. Çünkü gerekli gereksiz onca harcamadan sonra kulüp bazı kurumların sırtına kambur olduğu için göz göre göre düşürüldü. 3.Lig’den düştükten sonra kulüp kapanma noktasına geldi. Dayanamadım yanıma gençleri topladım Cumhuriyet Meydanı’na gittim; gazetecinin birini çağırıp ‘Termespor malzemeciye kaldı’ diye haber yaptırdım. Sonrasında ilgilenenler oldu da takımı ancak toparlayabildik.
Soru: Artık 3.lig hayal mi peki?
O.Canikli: Neden hayal olsun? Bizim futbolcu potansiyeli anlamında hiçbir sorunumuz yok; ama sahipsiz kaldı Termespor. Çevre ilçe takımlarının bütçelerine baktığımızda Ünye olsun Çarşamba olsun bizim senelik bütçemizi ona katlar; bizim belediyeden aldığımız 3 Milyarlık bir mebla var o kadar. Terme fındık ve pirinç fabrikalarıyla, güçlü esnafı ile aslında şanslı bir ilçe. Tek sorun kulübün doğru yönetilmesi. Kulüp yöneticileri futbolun içinden gelen futbolu seven kişiler olmalı. Burası küçük bir yer; yöneticiler sevilen sayılan ilçenin ileri gelenlerinden seçilmeli. Seçilmeli ki insanlar güvenip gözü kapalı bir şekilde bu kulübe hem maddi hem manevi yardım edebilsin.
Ali Osman Canikli için söylenebilecek çok şey var aslında. O, vesikalık fotoğrafını bile eşofmanlarıyla çektiren tam bir futbol emekçisi. Belki gerekli ilgiyi görmemiştir; ama bu dünyada yaptıklarımız sonsuzlukta yankılanacaksa eğer, boşver be Ali Osman Abi senin yüreğin yeter.
Termespor sarı-siyah formasıyla, Mahir'in fileleri yırtan penaltısıyla çocukluğumuzun efsanelerindendi. Kim bilir belki o günler tekrar gelir; eminim ki en ufak bir kıvılcımda yanacak bir Termespor ateşi halen var. Bazen çok ufak şeyler devasa sonuçlara vesile olabilir; belki bu yazıyı okuyan birileri bir sigara yakarak Mustafa Sinecek'li Levent'li Mahir'li Termespor dönemlerini hatırlayabilir. Terme'nin Termespor'a Termespor'un ise ilgiye ihtiyacı var. Aslında her şey senin, benim, bu yazıyı okuyanların elinde. Termespor yalnız, hem de çok.
6 yorum:
Bir diğer SARI-SİYAHLI klüp istanbulspordan sevgilerle
Çok güzel yazı.Keşke herkes kendi bulunduğu ilçenin takımıyla ilgili böyle yazılar yazsa...
termespor..
kardeşim çok iyi yazı olmuş, ellerine sağlık...
futbol amatör ruhuyla ve şehircilik duruşuyla güzel...emeğine sağlık
bir termeli olarak teşekkür edrim kardeşim..
Yorum Gönder