31 Ara 2011

Kaotik Yaşamın Bizleri Getirdiği Son Nokta: KAOS FUTBOLU

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır; eyvallah! Ancak her yiğit yoğurdunu belirli bir düzen içerisinde mi yemelidir?
Dünyada nevi şahsına münhasır birkaç tane futbol ekolü vardır:
Alman ekolü disiplinlidir; rakip kim olursa olsun takımın konsantrasyonunun üst seviyede olması amaçlanır…
Hollanda ekolü kolektif oyundur; amaç takım halinde hücum edip, takım halinde savunma yapmaktır. Meşhur deyimiyle “total futbol”…
İtalyan ekolü savunmaya dayalı futbolu amaçlar; galibiyete giden yolda savunma en önemli hücumdur. Çünkü gol yemediğiniz sürece yenilmeniz imkansızdır. Bu ekolün bir diğer adı da “catenaccio”dur. Hatırlayın 1982 İspanya’yı: İtalya grup maçlarında aldığı üç beraberlikle Dünya Kupası’nı kazanmıştı…
İngiliz ekolü uzun paslara dayalı, bir an önce sonuca gitmeyi hedefleyen bir futbol ekolüdür…
Brezilya ekolüyse göze en hoş gelen futbolu amaçlayan; sertlikten ve rakibe saygısızlık yapmaktan kaçınan (her ne kadar Rivaldo, Hakan Ünsal’a saygısızlık yapmış olsa da[1]) bir ekoldür…
Ve son olarak Türkiye ekolünden bahsetmezsek olmaz: Kaos Futbolu!
Ekolsüzlüğü kendisine ekol edinen futbol stiline sahip olduğumuz konusunda benim hiçbir şüphem yok. Türkiye ekolünden önceki saydığım ekollerin taklitleri çoktur ve o ekolleri taklit edenlerin bir kısmı başarılı da olmuştur. Otto Rehhagel’in “catenaccio”yu uyguladığı Yunanistan malum olduğu üzere 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı bu taktikle kazanmıştır. Veyahut Barcelona yıllardır “total futbol”u ustalıkla oynayıp çok başarılı bir dönem geçirmektedir. Ancak, kıyıda köşede kalan bir iki örnek dışında “kaos futbol”unu bizim kadar başarıyla uygulayan başka kimseler yoktur…
Sanmıyorum ki hiçbir ülkenin spikerleri de “milli takımımız rakip kale önünde karambol arıyor” şeklinde bir maç anlatımı yapmıştır. Kaos futbolu belli ki iliklerimize kadar işlemiş. Yoksa geride olan her yabancı takım orta yuvarlak ve dolaylarındaki duran topları kaleciye kullandırma fantezisini uygulardı…

Nasıl ki Sırplar nişancılıktaki üstün başarılarını futbolda serbest vuruşlara, basketbolda üç sayılık atışlara taşımış; biz de kendimize özgü hayatta kalma koşullarını futbolla çok iyi harmanlamışız…

Hiç yorum yok: