Beşiktaş'ın genç yıldız adayı
Oğuzhan Özyakup'tan bahsedeceğim bu yazımda. 24-25 yaşlarına gelmiş futbolcuların
hala genç olarak nitelendirildiği ülkemde, henüz iki ay önce 20 yaşını
doldurmuş bu oyuncuya 'genç' deme hakkını kendimde buluyorum açıkçası. 10
yaşında Az Alkmaar'da başlayan öykü 2008 yılında Premier Lig'in köklü takımı
Arsenal'e ayak basarak devam etmiş. 2009-2010 sezonunda 18 yaş altı
Premier Akademi Lig'inde şampiyonluk yaşayan Ozzie, 19 Eylül 2011'de İngiltere
Lig Kupası maçında 13 dakika sahada kalarak ilk profesyonel maçına çıkmış. Şu
sıralarda Beşiktaş'ta ortaya koyduğu başarılı performans ve göze hoş
gelen futboluyla Türkiye futbol medyasının ilgi odağı. Takım arkadaşı Ersan
Gülüm, Oğuzhan'ın bir iki maçta iyi oynadıktan sonra şımaracak bir karakteri
olmadığını, kişisel gelişimini tamamlamış ve yeterli olgunluğa erişmiş bir
insan olduğunu vurguluyor. Bu yıl en dikkat çeken isimlerden birisi olan Manuel
Fernandes ise Oğuzhan'ın ilerde Avrupa'nın en iyi kulüplerinde oynayabileceğini
iddia ediyor.
Peki futbolseverler ve
futbolu bilenler için Oğuzhan'ı farklı kılan ne? Oğuzhan orta sahada en
azından birini daha iyi yapsa da; oyunun iki yönünü de oynayabilen, buna
çalışan bir futbol sergiliyor bizlere. Top ayağına çok yakışıyor, topa hakim
bir şekilde iyi süratleniyor. Topu ayağına aldığı anda tek hedefi rakip kaleye
gitmek.Beklenmedik anda muhteşem ara pasları verebiliyor. Top rakipteyken de
Beşiktaş yarı alanı ve Beşiktaş ceza sahası çevresinde pres yaparken
buluyorsunuz maç sırasında. Zekasını iyi kullanıyor ve basit oynayarak
katkısını maksimuma çıkarmaya çalışıyor. Bu zamana kadar tek eksiği fiziksel
güç gibi duruyor; ancak şu andaki haliyle bile ikili mücadelelerde uzun süre
ayakta kalmayı başarıyor. Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'dan sonra hücum yönü
daha fazla olmakla beraber, oyunun iki yönünü oynayan bir futbolcuyu Türk
futbolu kazanmak üzere; ancak bu saydığım isimler ve Oğuzhan farklı stillerde
futbolcular. Oğuzhan'ın en önemli farkı hızlı olması.
Beşiktaş'a transfer haberini
okuduğumda kendisinin bir İbrahim Altınsay transferi olduğunu öğrendim ve bu, Ozzie için umutlanmam için geçerli bir sebepti. Sonra Oğuzhan'ın oynadığı
maçlardan derleme videolar bulup izledim ve o günden itibaren bu günleri
beklemeye başladım. Bir aksilik çıkmazsa eğer Beşiktaş'ın Fabregas stilinde
futbolcuya sahip olduğunu ve Fernandes'le birlikte harika işler çıkaracaklarını
hayal ettim birkaç ay boyunca kafamda oynadığım maçlarda. Gel gelelim
kafamda oynadığım maçlar gerçek oldu olmasına ama Ozzie bunun da üstüne çıktı.
Fernandes'in yokluğunda, zor bir deplasmanda, Beşiktaş'ın geriye de düştüğü bir
maçta oyun olarak vasat bir performans sergilese de sahneye çıktı ve Orduspor
maçından 3 puanı alarak kendisi ve takım arkadaşlarına inanılmaz bir öz
güven aşıladı. Şimdi cuma akşamı zor bir Eskişehirspor maçı var İnönü'de ve
Fernandes çok yüksek bir ihtimalle o maçta da yerini alamayacak. Akhisar
Belediyespor maçından önce BJK Tv'ye verdiğim röportajda maçın seyrinin
Oğuzhan'ın performansına bağlı olarak değişeceğini söylemiştim. Maçın adının bir
önemi yok, şimdi sebeplerimin de artmasıyla beraber Oğuzhan'ın performansına
bağlı olarak Eskişehirspor maçının sonucunun belli olacağını düşünüyorum.
Umarım iyi performansını artırarak devam ettirir ve bizlere seyir zevki vermeye
devam eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder