7 Ara 2012

Çocukluk aşkı olarak kalmasın! Evlenelim!

Futbol her yanıyla başlı başına bir romantizmdi benim için. Sanıldığı gibi Tsubasa izleyerek aşık olmadık benim gibi birçoğumuz futbola. Tsubasa denk geldi, iyi de oldu. 7 yaşındayken evimin koridorunda küçük, sünger topumla tek başıma oynadığım çift kale maçlarla başladı bu serüven. Koridorda 22 as oyuncu, teknik heyet ve yedek oyuncular vardı bana göre ve binlerce kişinin duvarlardaki tribünden bana baktığını ve desteklediğini hissederdim, heyecanın verdiği bir sızı kaplardı sol yanımı. Kağıtlara özenerek yazdığım fikstürler ve puan tablosu vardı her gün oynadığım maçlarla güncellenen. Beşiktaş her zaman kazanmazdı oynanan maçlarda mesela; torpil yoktu bizde, neyse o. Realizm hakimdi bizim koridordaki maçlarda, Galatasaray düzenli olarak penaltı kazanır ve sahanın salona bakan dilimindeki kaleye doğru ağlarla buluşurdu hep bu penaltılar. Yine Galatasaray'ın kazandığı UEFA kupasına giden süreçte maçlar, onlarca kez benim sünger topumla ya da ondan önce görevini başarıyla devam ettiren her renkten çorabımla oynanmıştı, ev bilmem kaç kez bayram yerine dönmüştü...

Sürekli Beşiktaş'la koşturmaktan bıkıp arada Kocaelispor ve Gençlerbirliği'ni temsil ederek üst sıraları zorlardım, Tabi İlhan Cavcav ve Sefa Sirmen etkenlerini göz önünde bulundururdum bu durumlarda. İstediğin kadar romantik ol gerçekçi sınırları aşamazsın. Hadi Ankara'lıydım ama neden Kocaelispor? İşte onu bilmiyorum ama severdim, çok sempati duyardım onlara. Hem de bana en çok göz yaşı döktüren takım olmasına rağmen. 2001-2002 sezonu kupa finali, daha Kaan Dobra'nın Dobrovski olduğu zamanlar. Hani şu Mehmet Ali Erbil'in salakça adamın isminden nemalandığı yıllar. Kocaelispor Beşiktaş'ı 4-0 yenerek hezimete uğratıyor, ben tabi hüngür hüngür koyvermişim. O gün bu gündür Liverpool'dan 8 yediğimizde bile o üzüntüyü yakalayamadım. Üzülmem lazım, efkar yapmam lazım bu bir ihtiyaç diyorum ama nafile; olmuyor galibabir şeyler eksik olunca ne kadar zorlarsak zorlayalım. Futboldan eskisi kadar lezzet alamıyoruz, bu bir gerçek.

Kocaelispor'un düştüğü durum ortada, can sıkılmayacak gibi değil. Göztepe'ye birileri sahip çıktı da ayağa kalkmak için uğraş veriyor. Ya Ankaragücü? Yıllarca taraftarının sebebini anlamlandıramadığımız bir şekilde bıkmadan usanmadan küfrettiği benim gibi milyonlarca Beşiktaş taraftarı futbol sevdalısı, şimdi dost meclislerinde onların durumunu anlatıyor, keşke birileri çıksa da Ankaragücü'ne sahip çıksa diyor, hem de her şeye rağmen.... Değer mi? Bence değer. Bu gidişle çocukluk aşkı olarak kalacak bizde sevdalarımız, oysa biz bir hayat kuracaktık hani?

Hiç yorum yok: