16 Eyl 2012

Muhteşem İnsanlarla Tanışalım


Gerçek hayatta süper kahramanlar yok. Ancak Channel 4 kanalının deyimiyle “Muhteşem İnsanlar” var. Onlar bizim yaşamaya bile üşendiğimiz şu günlerde çalışkanlıkları, azimleri, disiplinleri ve kararlılıklarıyla varoluşçu felsefenin insan için hayal ettiğinin ötesinde bir yerdeler. Stephen Hawking’in açılış konuşmasında bahsettiği yıldızlara bakıyorlar, belki de bizim göremediğimiz bir açıdan.
Şimdi onlardan biriyle; aslında hem onlardan hem içimizden biriyle bir röportaj gerçekleştireceğiz:
Türkiye Görme Engelli Futbol Takımı
Öncelikle seni tanıyabilir miyiz?
Adım Mücahit Hüseyin Uslu. 24 Mart 1989 Ankara doğumluyum. 6 yaşında iken göz sinirlerinin yenilenme zamanlarında gözlerimi kaybettim. İlköğretimimi Görme Engelliler Okulunda, liseyi Çankaya Süper Lisesinde okudum. Lisans eğitimime A. Ü. Hukuk Fakültesinde devam etmekteyim. Çankaya Belediyesi Spor Kulübünde Görme Engelliler Futbolu oyuncusuyum ve Türk Milli takımının formasını giyiyorum.

Görme Engelliler Futbolunu biraz tanımlayabilir misin?
Bizim oyun 4 görme engelli oyuncu ve 1 kaleciden oluşmaktadır. Kalecilerimizde görme engelinin bulunmasına gerek yoktur ve profesyonel bile olabilirler. Fakat oyuncuların tam görme engelli yani “b1” diye tabir ettiğimiz statüde olma zorunluluğu vardır. En önemli noktalardan birisi saha içerisinde ve kenarında bizi yönlendiren kişilerin olmasıdır. Saha 20’ye 40 metre halı saha standartlarındadır ve 3 parsele bölünür. Defans kısmını kaleci, orta sahayı kenardaki antrenörümüz ve hücum kısmını da kale arkasındaki antrenörlerimiz yönlendirmektedir. Parselleme işleminin sese duyarlı olduğumuz bu oyunda gürültünün en aza indirgenmesi ve daha az çarpışma riski açısından önemi büyüktür. Diğer önemli bir kural ise “Voy Kuralı” dediğimiz kuraldır. Her topsuz oyuncu topa giderken “voy” demek zorundadır yoksa faul olur ve 3 faul bir penaltıdır.  Son olarak maçlarımız 25’er dakikalık iki devreden oluşur ve topumuz içerisinde çıngırak bulunan sese duyarlı bir ekipmandır.
Londra'da Paralimpik Olimpiyat Oyunları'nda(Soldaki Mücahit)
Görme Engelliler Futboluna sen nasıl başladın?
Görme Engelliler Futboluna ilköğretimde başladım. Tabi o zamanlar çıngıraklı toplar yoktu, toplara poşet geçirip oynardık. 2006 yılında Ali Sami Yen Stadyumunda Galatasaray-Kayserispor maçının öncesinde gösteri maçı yapmamızla ulusal bir boyut kazandık. Daha sonra ise ilk kez 2007 yılında Avrupa Şampiyonasına katılmamızla bu spor dalı ülkemizde uluslararasılaştı. Ben o takıma davet edilmeme rağmen üniversite sınavlarına hazırlanmamdan dolayı daveti geri çevirmek zorunda kaldım ve 2009 yılında Fransa’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası ile beraber milli takımda görev almaya başladım.

Paralimpik Olimpiyatlarına geçelim. Olimpiyatlara katılacağınız ilk ne zaman belli oldu ve neler hissettiniz?
Olimpiyatlara katılacağımızı mart ayında öğrendik ve bizim için büyük bir sürpriz oldu. Çünkü geçen yıl Avrupa Şampiyonasında 4. olmuştuk ve ilk 3 olimpiyat vizesi alıyordu. Ancak ekonomik kriz sebebiyle Afrika kıtasından hiçbir ülke katılamayınca özel bir davet mektubuyla biz dahil olduk. 
Tabi ki haberi alınca çok mutlu olduk çünkü Paralimpik Olimpiyatları tarihinde ilk kez futbol branşında Türkiye’yi temsil etme şansı yakalamıştık. O ortamı ve atmosferi düşünmek daha gitmeden bizi heyecanlandırdı ve havaya soktu.

Şimdi de biraz Oyunlardan bahseder misin?
Açılış seremonisi 29 Ağustos tarihinde yapıldı. Çok görkemli ve harika bir geçiş töreniydi. Stadyuma çıktığımda yaşadıklarım ve hissettiklerim tarif edilemezdi. Kapanış törenindeki konserler de gerçekten çok iyiydi.  Karşılaşmalar ise bizi oldukça zorladı. Gruplarda Asya Şampiyonu ve son Olimpiyat ikincisi Çin, son 3 Olimpiyatın şampiyonu Brezilya ve son 2 Avrupa Şampiyonasının şampiyonu Fransa ile karşılaştık. İyi mücadele etmemize karşın yenilmekten kurtulamadık. Özellikle Fransa maçında hakemin haksız yere verdiği penaltı ile 1-0 yenilmemiz bizi gerçekten çok üzdü. Klasman maçlarında da istediğimiz sonuçları alamayınca turnuvayı 8. Olarak bitirdik.
Türkiye Görme Engelli Futsal Takımı Londra'da
Organizasyon ve seyircileri nasıl buldun?
Organizasyon bugüne kadar katıldıklarımın içinde belki de en iyisiydi. Kusursuzdu. Hiçbir aksilik ve zorlukla karşılaşmadık. Daha önce görmediğim bir profesyonellik vardı. Tabi organizasyondan daha harika olan şey ise seyircilerdi. Her maçımızı tıklım tıklım tribünler önünde oynadık. Bu bizi inanılmaz heyecanlandırdı ve zevk verdi.

Süreç boyunca yetkililerden yeterli desteği gördünüz mü?
Gördük desem yalan olur açıkçası. Başta Olimpiyatlar olmak üzere popüler organizasyonlara gösterilen ilgi gösterilmedi. Ama Olimpiyat kafilesi 114 kişiyle 5 madalya alırken biz 67 kişiyle 10 madalya aldık. Kafilemizin eksikliklerini organizatörler kapattı. Yani belki orada sorun yaşamadık ama bunun nedeni organizasyonun mükemmelliğiydi.

Çok teşekkür ederim. Söylemek istediğin bir şeyler var mı?
Paralimpik sporcuları olarak bizim Olimpiyatlara giden sporculardan hiçbir farkımız yok. Bunun zihinlere yerleşmesini istiyoruz. Biz inanıyoruz ve azmediyoruz, tek ihtiyacımız moral ve motivasyon. Ben teşekkür ederim.

Hiç yorum yok: