Elindekinin kıymetini en çok bir taraftar olduğunda anlarsın. Olanla yetinmeyi, yokluğu, maziye saygı ve sevgiyi futbolda öğrenirsin. Bu sene kötüyüz ama gençleştirme var beş seneye bomba gibiyiz dersin, üçlük olur beşlik olursun zaten kötüydük giden yine üç puan dersin. Alt liglerde sürünürsün, dedenin gençlik zamanındaki başarılarla övünürsün, o maziyle sahadaki geri zekalıları motive etmeye çalışırsın. Hayatında canlı görmediğin, canlı izlemediğin efsane kadrodan bir topçu ölür kırk yıllık komşundan fazla üzülürsün.
Seni nereye sürüklediğini bilmeden gidersin, nefes aldığın sürece etrafındaki her şeyin yok olabileceğine ihtimal verebilirsin. Annen baban, kardeşlerin, sevdiklerin; hepsi bir gün ölebilir ve seni yalnız bırakabilir. Ama bir armanın seni yalnız bırakmayacağını bilmek ve bununla kendini iyi hissetmek son derece gerzek ama mükemmel bir duygudur.
..
Bizim peder rahatsızdı, hastaydı. Açıkça yazıp canımı sıkmak istemiyorum. Ordu maçını kahvede izleyecektim, girmeden abimle konuştuk kötü şeyler söylemişti. İçeri girdim, sandalyeye oturdum. Üst kattaydım, sigara içiliyordu görüntüsü kötü bir plazma televizyon vardı. Oturduğumda İstiklal marşı okunuyordu.
Telefon konuşmasını düşünüyordum, ne yapmam gerektiğini o an ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Kötüydüm, kalp atışlarım hızlıydı. O an orda olmamın hiçbir izahı yoktu, yürümek istiyordum yürümek üst üste sigara yakmak istiyordum. Ama yerimden kalkacak dermanı bulamadım kendimde, yerdeki çekirdek kabuklarına bakıyordum. Peder çekirdekten hiç haz etmezdi, o aklıma geldi kötü oldum bir an. Kafamı kaldırdım 'maç parası verdin mi' dedim arkadaşa, evet anlamında başını salladı. Ekrana baktım karşılıklı top kayıplarıyla iğrenç bir kör dövüşü oynanıyordu. Bir iki dakika maçı izlemeye koyuldum, Alanzinho birkaç pozisyonu kötü vuruşlarla harcadı. Volkan Şen fena oynamıyordu, iyi gidiyordu topla. Bir oyuncu sakatlandı oyun durdu, ben de durdum. 'Baba lan bu' dedim, 'naparım ben' dedim. Gözlerim doldu, 'noldu lan' dedi arkadaş; 'aynı anda yakmayın lan şu sigaraları' dedim. Hayatıma dair en iyi ve en kötü senaryolar hızlı hızlı geçiyordu aklımdan, okul iş evlilik aile her şey. Ama her şey geçiyordu aklımdan. Çıksam mı maçtan diye düşündüm, çocuk peşimden gelirdi mevzuyu az çok anladığını düşündüm.
Sürekli küfrediliyordu futbolculara, sağdan soldan arkadan önden her şeye küfrediliyordu. Napıyorum ulan ben burda dedim, bu gerzeklerin içinde ne işim var benim dedim. Babamla ilgili birsürü şey geldi aklıma, iyi kötü birsürü şey. Babamın yağlı yemek yeyip üstüne uzun tekel2000 yaktığı zamanlar geldi aklıma, sonra herkesin içinde vurduğu bir tokat geldi aklıma. En mutlu olduğum anlar onu en mutlu ettiğim anlardı, o anları hatırladım. Gülümsedim, gülümsedim ama hala nefes almakta zorlanıyordum. Ulan dedim böyle olacağı belliydi zaten, pat diye ameliyata aldılar böyle olacağı belliydi. Buna kendimi hazırlamalıydım, ne kadar zayıfım diye düşündüm. Sonra ne alakası var senin hiçbir şeyden haberin yoktu aniden otobüse atlayıp geldin ve hep burdaydın babanın yanındaydın neyin hazırlığı bu dedim.
Kafamı kaldırdım, defanstan top çıkarıyorduk uzun bir top atıldı Volkan Şen kontrol edemedi küfürleşmeler homurdanmalar oldu. Devre bitmişti. Dışarı çıktık hava almaya ve hiç sigara içmediğimi fark ettim. Bir sigara yaktım, ne yapsam diye düşündüm. Tek başınayken gidip oturduğum birkaç bank vardı, oralara mı gitsem dedim. Adrian'dan bahsediyordu bir amca, Adrian dedim Adrian girerse alırız dedim. Birkaç dakika sohbet ettik o adamla. Beraber içeri girdik, arkadaşımın işi çıkmış gitmişti oturduğunda mesajını gördüm. Biraz daha bakayım sonra kalkarım dedim zaten tektim.
Gülerek ısınan futbolcuları gördüm, yedeklerdi ve gülüyorlardı, çok aptal gözüküyorlardı. Ankaradayız dedim, tıpta da arkadaşlarım var nasılsa sorar soruştururuz en iyi yolu buluruz dedim. Maç başlamıştı insanların yüzünde gram heyecan yoktu. Normal şartlar altında Trabzonsporlular maç başlayınca ellerini ovuşturup gülümserler, tıpkı malını bulmuş bir müptezel gibi.
Hastalıkla ilgili internetten okuduklarımla abimin söylediklerini yan yana koymaya çalışıyordum. Babamın haberi yoktu sadece ikimiz biliyorduk, abim sadece bana söylediğine göre ikimizin bilmesi gerekiyormuş demekki diye düşündüm. Bir an önce babamı görmek istedim, görüp belli etmemek hiçbir şey yokmuş gibi davranmak istedim. Olağandan iyi olağandan çok daha iyi davranmak gerekliydi, ama huylandırmamak lazımdı. Zaten pazartesi günü o da öğrenecekti. Okulu uzattığımı duyduğunda ne kadar üzüleceğini düşündüm, o mahvetti bir an beni. Kalbime diş ağrısı gibi bir ağrı vurdu ulan ne yapacaktım ben? İrkildim.
Adrian girdi oyuna. Maça bakmaya başladım. Sağ çizgiye yakın bir yerden frikik kullanıyorduk, Adrian'a top atıldı topu ustaca kontrol edip Halil Altıntop'a servis etti. Gol oldu. Gol dedim. Neden burdayım ulan ben sorusunun cevabını artık biliyordum. Gidecek başka bir yer yoktu. Sığınabilecek başka bir yer yoktu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder