26 Ağu 2012

Alex Söyle Kaptanlığın Nerede?

                        



             Öncelikle belirtmek isterim ki bu yazı Alex de Souza'nın saha içi performans değerlendirmesi değildir, 8 yıldır Fenerbahçe için yaptıklarını tartışmam, tartışamam ki zaten kendisi halihazırda hak ettiği şekilde Fenerbahçe'nin efsaneleri arasına adını yazdırmıştır. Bunu belirttim çünkü konunun bu kadar büyümesinin en büyük nedeni de buradan kaynaklanıyor, Alex'in Fenerbahçe'de bulunduğu tüm zamanlar üzerinden genel değerlendirme yapılıp onun bu süreçte yararlı veya zararlı olduğu sonucu üzerinden, oynatılıp oynatılmaması gerektiği üzerine fikir yürütülüyor.


           Gelelim benim dikkati çekmek istediğim ve şahsi kanaatimce dikkat çekilmesi gereken ancak bu tartışmalarda belki de üzerinde en az durulan konuya; Alex de Souza 34 yaşında (hatta 14 Eylül'de 35 yaşına giriyor) ve Spartak Moskova maçı öncesi oynanan 4 resmi maçta da silik bir performans ortaya koydu. Bu belirttiğim iki birbirine pek yakın olmayan ifadenin aslında çıktığı sonuç ortak; birincisi, doğal olarak 34 yaşındaki bir oyuncunun 2 hafta içinde oynanan 5 resmi maçtan herhangi birinde dinlendirilmesinden ya da fizik yetersizliğinden dolayı tercih dışı bırakılmasından doğal bir şey yok. İkincisi de, 4 maç üst üste vasat bir performans gösteren oyuncunun 5. maç tercih edilmemesinin izahında da herhangi bir problem yok. Sonuç olarak bu iki nedenden herhangi birine sahip olan oyuncunun oynatılmaması gayet doğal bir durumken, Alex de Souza'nın bu iki yetersizliğe de sahip olup oynatılmamasından daha doğal bir şey yoktur.


           'Durum böylesine aşikarken, bu durum neden bu kadar büyütüldü?' sorusunun yanıtı da işte tam burada Alex de Souza'da bitiyor. Takımın çok da kötü oynamayıp, yine aynı şekilde çok da kötü olmayan bir skorla döndüğü Şampiyonlar Ligi ön eleme maçının hemen ardından günümüzün en büyük sosyal medya ağı olan Twitter üzerinden oynatılmamasına yakınması  hatta ileri giderek bu durumu 'kıskançlık' olarak nitelemesi ve bunu bilerek ve isteyerek taraftarlarla birebir diyaloğunda dile getirmesi, kısaca olayları tırmandıran nedendir ki yine aynı nedenden dolayı bugünkü maç öncesi kadro dışı kalmayı da hak etmiştir (Kadro dışı mı kaldı dinlendirildi mi bunu bilmiyorum, söylemek istediğim bu durum eğer kadro dışı kalmak ise bu durum için de kendisi haksızdır) .  Üstelik kadro dışı kalmasını yine Twitter üzerinden yakınması da yine bugünkü 'çirkin' Aziz Yıldırım eylemine ve bunu yapmasına neden olan kadın taraftarların tezahüratlarına neden olmuş ve gerilimin dozu bir kat daha artmıştır.


         
          Zamanında Gerrardların, Lampardların, Del Pieroların, Raulların ve daha aklıma gelmeyen bir çok efsanenin (Alex'den kat kat büyük efsanelerin) başına formsuzluk, hoca tercihi ya da fiziksel yetersizlik nedeniyle oynatılmaması durumu gelmiştir ancak sanıyorum ki ilk defa böylesi oynatılmama durumu bu denli geniş çaplı bir tartışmaya neden olmamıştır. Bahsi geçen efsanelerin kimisi daha sonra tekrar oynatıldı yahut kimisi takımdan ayrıldı fakat hepsinin ortak noktası, bu oyunculara sahip büyük takımların bu durumun üzerinden gelip büyük takım olma hüviyetlerine kaldıkları yerden veya üzerine koyarak devam etmiş olmalarıdır. Alex olayının nereye varacağını söylemek için daha çok erken ve söylediğim gibi bu yazıdaki amacım hiç bir maksatla Alex'in 8 yıllık performansını sorgulamak değildir; sadece geçtiğimiz Salı gününden beri olanları yazmak ihtiyacı duydum. Kaldı ki Alex'i takımın başında bulunduğu 76 maçın 69'unda sahaya süren Aykut Kocaman'ın da bu durumda yanlışları vardır (Spartak Moskova maçında Baroni'den Alex yaratmaya çalışmak veya genel anlamda Gaziantepspor maçında da olduğu gibi taktiksel anlamda çok da büyük değişiklikler yapmamak gibi) ancak bunu yazmak hem ayrı bir blog yazısı konusu olabilir, hem de 2 maç üzerinden böylesi bir değerlendirme yapılacağının doğru olduğunu düşünmemekteyim.



          Son olarak belki kimilerinin ağır bulabileceği yazının başlığının nedenine gelirsek, Alex gibi zeka anlamında Türkiye'ye gelmiş -bana göre- en büyük oyuncunun bu eylemleri düşünmeden yaptığını düşünmek fazlasıyla iyimser geliyor, hele ki Fenerbahçe'nin, 3 Temmuz olayları nedeniyle ayrı bir önem atfettiği Şampiyonlar Ligi'nin son elemesinin bulunduğu süreçte bunları yapması, takımın kaptanıyken bunu yapması, bana bugünkü fazlaca basit tezahüratın bir başka versiyonunu yapma nedenini veriyor; Alex söyle kaptanlığın nerede?

Hiç yorum yok: